1
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1158
Okunma

Meğerse gitmek bir eylem değilde,
bir devrilmekmiş yüzü koyun
bir yabancı gibi yollara
Sesindeki nakış
Alnının çizgileri yanlız bir bakış
eskiden olduğu gibi
veya kapatmış defterleri
gözleri kömür karası
Garip bir umut yabancı
emniyetsiz odalarda
Tanımadan anladığın
Yolların kavşağında
Artık umurunda mı
kapının çalınması
acıyabiliyormu hala
Ağaçlarında rüzgarlar
Taşlara kazınmış
Bin yıllık yürüyüş aşk
Garip bir yabancı
Ve hep erkenci
Israr etme zira
Akşam yine gidici
bakıyorum kapılarına evlerin
sırasıyla geçiyorum
ama şu bahçe yokmu
sanki seni ekmişlar içine
Bir koku kapıdan dağılıveriyor bütün caddeye
Kalakalıyor orada her şey öylesine
yalnızlık işte başka birşey değil
oynuyor bir kaç film var içimde
Zaten şu Kemal Sunal yokmu?
hiç bir şey bu kadar dokunmuyor yüreğime
ve artık
üzüm gözlerin akşamdan taralı
zülfün yine karma karışık
alnında bir unutulmuşluk
Yumar gözlerini karanlıkta
gözkapaklarının
kırmızı yaprakları altında
Bırakır kendini karanlığa
kendi etinde ölü
kendi yüreğinde misafir
akşam o mor şimşek
kamaştırır gözlerini
akşam ışığı
körfezlerde gölgeli
koyaklar arasında
O sıvı karanlığında uykunun
ıslatır çıplaklığını
kıyıya kimbilir kimin bıraktığı gövdeni
o köpük dantelli umut
Sonsuz kadın,
yitirir kendini
kendi benliğinin sonsuzluğunda,
bir başka denizle buluşan
bir tutam ırmak gibi
unutur kendini yeniden
Dudaklar, öpüşler,
aşk, hep yeniden başlar
o ölümsüz,
o yalın unutuşlar
gecenin kızlarıdır yıldızlar
Gözlerin uykusuz bir yalnızlık
Yaldır yaldır akşamlar
Kaldır başını göğe
Sabah ilk gördüğün aydınlıkta
Göz ve gönül aydınlatan
O gök kavisli muştuya
Yeniden başlıyor hayat
Yaşıyorsun ! sabret !
başlıyor işte yeni bir macera
5.0
100% (4)