6
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1009
Okunma
siyahın büyüttüğü bir yankı
göğün en yakın dostu kuşlardan sonra
o kır çiçekleri geceleri de görüyor göğün mavisini
toprak ters doğum yapıyor acılarını
bir kardelen
kanaya kanaya çıkıyor beyazından
yine de her sözcük yine doğanın
yine de ilk tebessümler yeni doğanın
duvara asılmış geyikli kilim
aksanı bozuk bir sancı mırıldanıyor
herkes kırlarda, ellerinde gözyaşı sepetleri
her şeyi görüyorlar, çatıların dumanları
rakkaseler bol köpüklü bir rüyada yıkanıyor
bulutların tadına bakıyorlar beyaz beyaz
göğüslerinde yorgun gökyüzü lekeleri
hepsinin kuruyan dudaklarında saklı gerçek
acıyı başka bir acı çıkarabilir sadece
fırsat mı bilmişler ne
göğün yarığından koşan koşana
herkes bir umut postu giymiş üstüne
koşan koşana
koşturan koşturana
kim kırbaçladı bu harfleri şimdi gider ayak
ne günahı vardı üç noktaların
hepsi düşlerin falakasına yatırılmış
bunlar olsun diye mi büyüttük koynumuzda biz o parantezleri
ağlasınlar diye mi o parantez içlerinde sözcüklerini emziren duygularımız
bu yüzden mi hep uyanmak istiyoruz
kabus kuşu uykularımızı gagalarken
kirpiklerimizin gece nöbetlerinde
demirin icadıyla üşüdü doğa
hep bu yüzlerden
yüz kızartıcı sevmelerden
öyle işte
yukarıda bir pervane
dönüyor dönüyor
alıp götürüyor sakladığımız ne varsa
o yüzden mi koşan koşana
göğün yaralı yarığından
peki tamam uyandık
kıyamadık yine uyandık
ama bilelim
son bir devşirme hakkımız kaldı
aklımızı sevdalarımızı
Oktay Coşar
5.0
100% (12)