0
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1398
Okunma
..................................... “kırklara selam”
marmara açıklarında
şarap renkli toprak da
bir bal/kan kenti var ki
zengin
zengin olduğu kadar da güzel
ama su içinde yapayalnız….
yalnızlığının suçlusu kırk kişi
işte
suyunu bulandıranların
günahı boyunlarına
burası hâlâ
‘saranta’ - ‘lozengrat’ - ‘kırkkilise’ imiş
‘kırkların şehri’
‘kırklareli’ denemez miş….
şehrin dolayında bir karadam
içinde et çiğneyen bir adam
eğer öyle istiyorsan
bu öyküyü
bir diğeriyle taçlandıracağım
yakıştığı gibi ve bilgece
onu ruhuna yerleştir
seni de karanlıktan kurtaracağım…..
‘okeanos’un uzun topuklu kızları dağılmış
ıstranca içinde dört bir yana
‘vahit’in ‘minos’ dediği gelenekte
baharın gelişini güneşte kutlarken
geçmişi karamanlılar
diye sorgular dururlar
‘ergene’ toprağında kendi özlerini bulurlar….
tanrıların habercisi
‘iris’ gökle yeri birbirine bağlarken
gül parmaklı şafak
sisten beşiği içinden görünür
‘mahya’
yine çığlık çığlığa
gök kuşağı rengine bürünür…
dışarılıktan gelen
uçuşur hep neşe içinde
insanlığa karşı tatlılık dolu yürekle
her kişiye nasip mi
sanki her biri ‘hades’
içinde aşırılığın büyümesine izin vermez….
sessiz bal/kan diyarında
engerek yılanı saçlarıyla
geçimsiz
ve çılgın
koskoca bir çınar
bir sürü canavarı nasıl içinde barındırıyor
daha uzakta çalkantılı
yüz bir anı taşıyan
saklayan
çamurlu tabyaları görünüyor….
durduramazsın ölümün güzelliğini
uçsuz bucaksız ‘ıstranca’dan
altın dalı alırken
‘silvanus’ elini uzatır birden
daha sonra
yedi rengin içinde
gamlı bir yürek
kızıl rengiyle el sallar gurubun içinden…
olsun
konağımız buğday sapı
bataklık sazıyla örtülü ev
ve içinde güneş
doğanın ikramı
kendi dolan kendi boşalan testi
içinde şarap
kutsal meleğin kucağında
ömürle bezenmiş yer gök
benim gözümle kırklara bir bak
cennetin bura mı ki Ya Hak….
19 Nisan 2011
mustafa ermiş
kırklareli
5.0
100% (1)