10
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
2039
Okunma

Sonerʼin daldığını, görünce Halil Cibrân
Uzaktan ahvâlini seyretti hayrân hayrân
İlim büyük derdiydi küçücük dünyasında
Kitâba kara sevda varmış pâk mayasında
Kütüphâne meskeni, kütüphâne eviydi
Bunları yakıp yıkan, cehâlet aleviydi
İnci dolu olduğu hâlde bu uzun sâhil
Herkes sırtını dönmüş âilesi de dâhil
Kırgındı hem de nasıl; anlatması hayli zor
Ağlamaktan olurdu, gözlerin altı mosmor
Şişedeki mürekkeb bitince yaza yaza
Gözyaşıyla atardı, kâğıda ıslak imza
Gözlerinden su aktı hayat değirmenine
Saçları hep dolandı kederin kirmenine
Döne döne inceldi rûhu kader çarkında
İncelip koptu ama; değildi hiç farkında
Gurbetin mektebinde, gurbetin kucağında
Dünyanın da en uzak bir köşe bucağında
Yosun tutmuş anılar, kokarken buram buram
Yalnızlığı demleyip yudumluyordu her akşam
Sonerʼi sukut ile seyretti Halil Cibrân
Birbirine bakarken bu iki güzel yarân
,,Şeb-i şiir başlıyor!ˮ diye bir anons geldi
Sesin yankısı sanki sert duvarları deldi
Birdenbire irkildi Soner ve şâir Cibrân
Dünyada olmuş gibi, zelzele ile lerzân
Nurcan: ,,Artık gidelim dostlar şeb-i şiireˮ
,,Geldik sayılır bizi, bekleyen en son yereˮ
,,Fakat biraz geç kaldık bu güzel programaˮ
,,Kâdim kütüphâneyi görmek mecburi ama
,,Buraya kadar zahmet edip gelen herkeseˮ
,,Kesin gezdiriliyor bu muhkem müesseseˮ
Salonun kapısına konuşarak geldiler
Hâdimleri hürmetle hafifçe eğildiler
Kapıdan duyulurken şâirlerin sohbeti
Birdenbire kesildi onların muhabbeti
Konuşmak için çıktı Fuzûlî boş kürsiye
Şiirimize okumak için SON bir mersiye
Herkes heyecânlıydı; ama Soner daha çok
Yaşadığı bu hengam, sanki şok üstüne şok
Kapının arkasında, meçhûl bir dünya vardı
Altında Tuna, Tebriz, Mekke ve Konya vardı
Kütüphâne hepsine mekân-ı meknûn oldu
Yerden tâ süreyyaya, ulûmla funûn doldu
Hâdimler bismillahla bâb-ı âlîyi açtı
Yaşadıkları bu ân sanki ân-ı miraçtı
Dem bu demdi dünyada, yaşanacaksa eğer
İskenderʼe ,,Siz öndenˮ dedi saygıyla Soner
Soner ÇAĞATAY (04:21) 28 Ekim 2011 / Wuppertal / Almanya
Kelime:
şeb-i şiir: şiir gecesi
Süreyya (yıldızı)
köşe bucak: Göze çarpmayan yer.
dem: an, nefes
lerzân: sarsıntı
mekân-ı meknûn: gizli yer
bâb-ı âlî: yüksek ve geniş kapı.
Halil Cibran (d. 1883 - ö. 1931), Lübnan asıllı ABD’li ressam, şair ve filozof.
Halil Cibran
Lübnanlı felsefe yazarı,romancı,şair ve ressam.
Doğum 6 Ocak 1883
Cebel-i Lübnan Mutasarrıflığı, Osmanlı Devleti (Günümüzde: Lübnan)
Ölüm 10 Nisan 1931
New York, ABD
Cibran, 1883 yılında Lübnan’da doğdu. Eserleri ve düşünceleri dünya üzerinde geniş yankı uyandırdı. Şiirleri yirmiden fazla dile çevrilmiş olan Cibran aynı zamanda başarılı bir ressam idi. Resimlerinin bazıları günümüzde dünyanın birçok şehrinde sergilenmektedir.
Yaşamının yaklaşık son yirmi yılını ABD’de geçiren yazar, ölümüne kadar kaldığı bu ülkede eserlerini İngilizce yazmıştır.
Halil Cibran’ın en ünlü eserlerinden biri olan ve ilk kez 1923 yılında basılan "The Prophet" (Nebi) adlı eseri, toplam 26 adet şiirden oluşan bir karma şiir denemeleri kitabıdır. El Mustafa adındaki bir kahinin 12 sene kaldığı Orphalese şehrinden ayrılıp evine gitmek üzereyken bir grup halk tarafından durdurulması ve ana kahraman ile halk arasında insanlık ve hayatın genel durumu hakkında geçen konuşmalar kitabın kendisini oluşturmaktadır.Cibran’ın bu kitapta El Mustafa isimli şahsa verdiği bu isimle Hz. Muhammed’i işaret ettiğini iddia edenler vardır.
Halil Cibran, yıl. 1898Fakat kitaptaki metinler çoğunlukla Matta’ya göre İncil’in 5. bölümünde yer alan İsa’nın Dağdaki Vaaz’ıyla içerik ve üslup açısından benzerlik ve paralellik gösterir. Yazarın İnsanoğlu İsa adlı kitabındaki çalışmalar da dikkate alınırsa El Mustafa’nın Meryemoğlu İsa Mesih olabileceği iddiaları daha da güç kazanmaktadır.
Ermiş, kısaca şu konulara değinen alt bölümlere ayrılmıştır: aşk, evlilik, çocuklar, vermek, yemek ve içmek, sevinç ve üzüntü, ev ve evin önemi, giyecekler, alım ve satım, suç ve ceza, yasalar, özgürlük, sebepler ve arzular, acı, bilgelik, öğretme, arkadaşlık, konuşma, zaman, iyi ve kötü, dua, zevk, güzellik, din ve son olarak da ölüm.
Elvis Presley bu kitabın ve Cibran’ın bir hayranı olarak,Ermiş’in binlerce kopyasını dağıtmıştır.
Türkçeye Ayşe Berktay tarafından çevrilmiş, Alkım Yayınevi tarafından yayınlanmıştır. Daha önce Kaknüs Yayınevi tarafından basılan ve İlyas Aslan tarafından hazırlanan çeviri çok daha titiz bir çalışmanın ürünüdür ve piyasada satan en çok Cibran kitabı bu kişinin çevirileri olmuştur.
Ermişin Bahçesi Halil Cibran’ın Ermiş kitabının devamı niteliğindedir. Türkçeye çevirisi R.Tanju Sirmen tarafından yapılmıştır. Yayın yılı 1999.
5.0
100% (10)