7
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
1202
Okunma
Parçalı düşüyorum, hem geceye, hem güne
Onca kırık aynanın içinden geçiyorum
Güneş sallar mendilin, ay sarmaş dolaş yine
Ben durup bir garibin ahını seçiyorum
Koyaklardan kalmadır içimde ki oyuklar
Yüzümde ki çizgiler çaresizlikten sarma
Çocukluk korkularım her gece beni yoklar
Gönül kıyılarıma yapılırken çıkarma
Çok mu hızlı koşmuştum, yoksa erken yoruldum
Bir türlü çıkaramam başımı siperlerden
En sonunda bir nehrin kıyısında vuruldum
Zaferi soruyorum gelip giden erlerden
Gözlerimle gönlümün arasında bir yerde
Hazırlık yapıyorlar, asacaklar bilirim
Oysa gözlerim benim çakılıdır kederde
İçi oyuk gönlümün dal gibi devrilirim
Sen sanırsın yalnızca kendini akrep sokar
Oysa kendi zehrinde ölenin hesabı yok
Hem kendi ateşinde nice günahsız yakar
Kelebek sandıkların aslında bir kırkayak
Gidiyoruz ey gönlüm topla esvaplarını
Gözümüzün kaldığı o eski topraklara
Elimiz boş gidelim boşalt da kaplarını
Bir türkü yeter bize okuruz yapraklara
Mevsim güz biliyorsun savrulacak nasılsa
Her şey düştüğü yerde kalacak karla birlik
Gönlümüz aç gidecek, bari gözümüz doysa
Üşürken ellerimiz sen gelsen bir şiirlik
Okusak dua gibi beyaz beyaz bakarak
Ve ıslansak ilk cemre düşerken göğümüze
Neylersin ki geçiyor her saniye yakarak
İlk kıvılcım düşerken sonunda köyümüze
Hayrettin YAZICI