MASAL KAHRAMANIMA..Suları çekilmiş bir gölün beyazına doğan güneşti yazan kaderimizi.. Sarısıcak Eylül sabahıydı henüz ışıyan yüzlerimize... Ve yeni bir masal yaşanacaktı gözlerinin karasına vuran maviliklerimde.. İçime çektiğim sadece huzurdu dünün yabancısı senin yanında.. İçinde her serüveni barındıran gülüşün vardı yüzünde hala unutamadığım.. Biraz hüzün, biraz coşku, biraz gizem en çok ta yaramaz bir çocuğun haylazlığı.... Öylesine çıktığımız bu yolculuktu keşfettiren kendimizi yeniden.. Yol boyunca yaptığın sohbetti belkide içimde seni çoğaltan ve geçmişi yokeden.. Sonu belli olmayan kötü olasılıkların henüz can bulmadığı bir maceraydı başlayan.. Fikrinin ince gülü değildim belki ama gülüşündü beni sarıp sarmalayan... Sen konuştukça sende çoğalan daha çok bağlanan ve daha da çocuklaşan... Ve gittin aniden...anılar ve özlemin yarım kalan bir şarkının melodisiydi artık.. Ay ışığı düşürdüğüm yüreğimin siyahında, umutlar ektim yokluğun kadar.. Deli bir hızla akıp giden hayatın içinde çok ağırdı oysa benim zamanlarım.. Hüznü barındıran eylül akşamlarının yalnızlığında özledim en çok duymadığım sesini.. Döneceğin günü bilmeden, kavuşamama ihtimalini hiç düşünmeden sevdim seni.. Masal tadında yaşanmış birkaç günün kahramanıydın sen en güzel düşlerimde.. Bilmediğim biryerlerde de olsan, nefes aldığını bilmek yetiyordu aynı gökyüzünün altında.. Tutkuydun, aşktın, özlenendin, beklemeye değer beklenendin.. Heyecanım, sıkıntım, acım, sevincim, kederim, yalnızlığım, umudum, mutluluğum, Her anımı herşeyimi paylaştığımdın o asırlar gibi geçen zamanda diğer yarımdın.. Ve bir Kasım akşamıydı yüzümü güldüren sesini ilk kez duyuşum.. Dışardaki yağmura inat yanaklarımdan süzülen yaşlarımdı mutluluğum... Bu deli sevdanın okyanus hasretleri dinecekti işte..görecektim seni yeniden.. Konuşacak, paylaşacak ne çok şeyimiz vardı bi solukta anlatılacak.. Gözlerin gözlerimle buluştuğu an sımsıkı sarılacaktım boynuna Daha sen adımını atmadan içeriye...Kelebekler uçacaktı yüreğimden kıpır kıpır Doyasıya yaşayacaktım bu kez seni tüm gidişlerden arınmış.. Bitmeyecek bir ayin gibi eriyene kadar tükenecektim teninde.. Biliyorum gökkuşağı masalımın kahramanı..yeni gidişlere gebeydi gelişin.. Hayat ne acımasız, zaman dar zaman, gece ne kısaydı... Kendi maceranın belirsizliğinde tükettik yalnızlığımızı anlar içinde.. Dönüş yollarının aydınlığı bir mum ışığı kadar bile değildi karanlığa karıştığında.. Sana ulaşacağımı bilsem bir mektubun posta pulu olmaya da razıydım.. Adresi belli olmayan uzaklıklarının kapısı altından atılan.. Bütün fırtınaları göze alıp, yüzmeye de hazırdım kıyısı olmayan denizlerine.. Ama sen hep korktun beni üzmekten, incitmekten..söz vermekten... En çokta aşık olmaktan,oysa aşk sendin, koysaydın yüreğine ellerini anlayacaktın.. Tüm kötü olasılıkların kanser hücresi gibi sarmaladığı zaman Deli mavi bi aşka izin vermedi mantığınla vals yapan düşüncelerinde.. Herşeyden önce tek dostun tek gerçeğindim alaşağı edilmişliklerinden geriye kalan.. Ne karmaşıktı yaşadıkların, yaşadıklarım..anlamsız pusuların koynundaki hayatta.. Oysa beklediğim sevgiliydin sen, yan yatırılmış kum saatinin tanelerinde... Şimdi seni görme ihtimalim hiç olmasa da, aşk boynu bükük kalsa da yüreklerimizde gökten üç elma düşmeyecek benim masalımda ne sana ne bana... by Zelish KSC 30/12/2010 |