9
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
2721
Okunma

Bir cinnet eşiğinde kaldı cümle alemin bakışları.
Ellerimden ötesi yalan dediğim diyarlarda,
Adımın adımıma denk geldiği akşamlarda yazdım
Deliliğimin ince kinayeler saklayan notlarını…
En kötü zamanında mevsimin,
Pis bir gökyüzüne hapsolmuş yalnızlığı yağdırdım gün görmemiş bulutlara.
Şimdi anlamsızlaştırılan saçma sapan aşkların
Bilinmez denklemlerini denkleştiriyorum alnıma yapıştırılan yaftaya.
Sokaklar
İhtiyar köpekler
Meczup hikâye adamları
Ve evinde dayak yiyen kadınların yoksunluğuyla yoğuruyorum başkaldırımı.
Susuyorum.
Aslında istemsiz dökülen sözcükler gibi patavatsız olabilirim hayatınızda.
Düşünmeden ve irdelemeden yaşarken
En büyük gösterimi yapabilirim kalan akıl kırıntısının uçurumunda
Geri zekâlıların bile anlayabileceği kadar basit bir hikâye yazabilirim
Çırılçıplak kalabilirim en suskun zamanında
Ölebilirim tanrının avuçlarında
Çıkabilirim kerevitlerine o unutulmak bilmeyen masalların sonunda
Yeniden doğabilirim
Ve yaşlanabilirim bir kulübenin sallanan koltuğunda.
Zihnimin oynadığı bu isimsiz oyunda
Sen
Ben
Diğerleri
Hep bir adım önde olanlar ve arkada kalanlar
Şanslılar ve tanrının gölgesinde kalanlar
Üzgünüm;
Benim ezber yeteneğim yok artık
Hayatımın ortasında ruhumu ikmale bıraktılar…
Bir bir intihar edecek aklımın kıyısında kalan hatıralar.
Bu sonbahar fena
Bu sonbahar yıkım
Bu sonbahar afet
Ne de olsa tüm tanrılar gözden çıkardılar.
Eşkıya bir anlatım zihnimizde kalan,
Şehvetli
Şefkatli
Izdıraplı
Hastalıklı bir düşünce beynime hapsolan…
Köşe başında biriktirilen çöpler gibi;
Gelip karnımı deşeleyecek aç sokak kedilerini bekliyorum.
Ekim’2011 Aydın…
5.0
100% (15)