7
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1644
Okunma

küçük sesleri biriktirip
kendi masallarımı dokudum
kirpiklerimin ötesine geçemedi
akşamı ansız gelen gece
sokulgandı hayat
yüzsüz bi dilenci gibi her adım köşe başı
hep ömrümden verdim gün gün
nakit
bak ki nasıl doymadı
ben daha büyüyecem büyüyecem
ben daha cim karnında bir nokta
ben daha tren yollarında düdük olacam
ince eller çizecem
zor türküler söyleyecem
karnımda ateşler yakacam
uzaklaşa uzaklaşa yaklaşacam
gide gide gelecem
cevizin üst dalına yuva yapacam.
bana iki cep cicile ver
ince suda ıslanmış şekerli ekmek
terli sırtımda annem elleri...
bana acı verme
ellerim çok küçük
çok kırılgan yüreğim
çok çelimsiz omuzum
kaldıramam.
şimdi ellerimde kala kala
ıspat cami mahallesinde bir akşamüstünde
adressiz mektup gibi güvercin kalbim kaldı
batırdım yüzümü durgun gölüne
çalkalandı saçlarım
az deniz
çok dağ
biraz da dere
yamacında.
boş bi yatağa baka baka ağlamak bu
sulusepken sarılıp yastığa
göz göze gelip çerçevede kendi gözlerimle
kulak kabartmak karanlığa.
taze bir ölüye helallik vermek gibi
her gün soluklanmak
meddi arızlı bir baykuş sesi
bir elif miktarı uzamak.
ıslayıp işaret parmağımı
kaldırsam havaya
günahın vabali keşişleme rüzgara
koptu yine bir damla gözyaşında
söz sözü görmez büyük bir fırtına...
5.0
100% (6)