1
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1047
Okunma

zamanın sisli bulutlarına sefer düzenleyen paslı bir şimendifer gibiyim
ruhum ve bedenim birbirinden farklı iki nesne
farklı fakat muhtaç
farklı fakat müşterek
zaman nedir?
atlasın sonsuzluğunda sinek kovalayan ben için
aslında tek derdim
bir kitaba ayraç olmak
oysa market torbasından yükselen
yaşlı nidaya geçit vermedi
isyanla yanan
günah kokulu beynim
beni bekliyordu oysa
kara şilteli çukur
ben ise o sıralar
kalbimin kıbrısındaydım
aslında daha ilk yalanıydı
yeşil kaplı -geography- kitabımın
çan eğrisiydi dünya
güneşin buklelerinde yansıyan
ruhumdu doğru olan
İŞTE O AN
Kİ ANLADIM
yabancısıydım buraların
- yeraltında uçan vapur kadar-
çay imgelerimi yudumlarken
ben ise baldıranı
o sıralar...
EVET
ben sokağaçıktım mı geceleyin
kimsecikler olmazdı meydanda
zamanın paslı akreplerini
parçalayarak hışırdayandım
CESURCA...
bir kaldırımın sessizliği
guguk kuşunun uğultusu
ve hatta
üstüne ezilen çimenin edası
varsa da ruhumda
zihnim de o dereca
kavrulu.
sinir kökleri kav
balçığa belenmiş telvenin
yudumlayamadığım acı kahvesiydi
artık mim lendim
kalmadı nun ile işim
bir telin dikeninde
yapraklarını parçalayan asmaydı
gömleğimin karaltısına damlayan
bir katre katrandı
matemdi ruhumu sarmaladı
EVET
O İSYANDI ...
5.0
100% (1)