38
Yorum
13
Beğeni
5,0
Puan
2610
Okunma

Yemenli Nojoud henüz on yaşındayken evlendirilmek üzere otuzlu yaşlardaki bir adama satıldı. Ailesinden, çok sevdiği kardeşlerinden koparılıp zorla Yemen’in izbe bir köyüne gönderildi. Evlendiği adam kendinden yaşça oldukça büyüktü: tam üç kat. Ailesine Nujoud ergenlik çağına girene kadar ona dokunulmayacağına dair söz verilmişti. Ancak bu söze sadık kalınmadı. Verdiği sözü unutan kocası, Nujoud’un bir genç kız olmasını beklemeden evlendiği gece onunla zorla birlikte oldu. Nujoud gündüzleri kayınvalidesi tarafından, geceleri ise kocası tarafından iki ay boyunca fiziksel ve duygusal şiddete maruz kaldı.
Ve Nojoud bu kâbusu yaşarken yalnızca 10 yaşında bir çocuktu.
Ama Nojoud pes etmedi ve tüm Yemen’e ve başka memleketlerde aynı kadere mahkûm insanlara örnek olacak bir serüvene imzasını attı. Yaşadığı topraklarda eşine benzerine rastlanmamış bir hikâyenin başkahramanı oldu; kocasından boşanmak için gizlice evden kaçarak mahkemeye gitti ve yargıcın kapısını çaldı.
Nojoud ’un ailesine ve Yemen geleneklerine meydan okuyuşu ve cesareti tüm dünyada yankılandı ve Orta Doğu’daki tüm genç kızlar için ilham kaynağı oldu.
Ve Nojoud eşsiz hikâyesiyle tüm dünyanın vicdanını bir kez daha sorgulamasına sebep oldu.
(BEN NOJOUD ON YAŞINDA BİR DULUM)
Boşluğu dolduran sur rüyaları
Nehir değil bir okyanus besleniyor dertlerinde
Utançla kahrolma arasında bir duygu
Sessizce acı çekmek
Çocuk duyguları kadından bedende soluyor
İsyanın eşiğinde bir yürek
Ve en kötüsü
Hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağını bilmek
Başını suya sokup
Bir su kaplumbağası olmak
Görünmemek!
“Denizi hiç görmedim” diyor kuzenine?
Hayalinde mavi yeşil
“Mavi” diyor
“Tadı tuzlu”
Ve rengi alabildiğine mavi”
Özlüyor
Bilmiyor bilinmez hep gizemlidir
Biliyor
Kendi gizeminde kahrolmadan önce
…
Havanın sisli kasveti
Aldırmadan yürüyor
Gözlerine nem
Dudaklarına acıyı yapıştırarak
İnancını yitirmiş bir gelin
Sığındığı tek şey Allah
Temizlik işçileri kadar şanslı değil
Bir evi sığınacağı yuvası yok!
Gün nedense diğerlerine ışıldıyor
Onun ışığı yok!
Allaha onu terk etmediği için şükrediyor
Sonsuz bir güven
Yalnız değil bu yangında!
…Geceler
Hiçliğin ortasında kayboluş
Hayal kırıklıkları içinde
Hep silinmez solmaz bir resim olacağını düşünüyordu oysa
Kendi kanatlarında uçmak
On yaşında bir çocuk
Ne kadar başarabilirse?
Oysa tutku dolu
Oysa genç ve umursamaz
Bu kadar zor olacağını bilemezdi
Sonsuza kadar kaybolacağını düşünüyor
“Kimse fikrimi sormadı
Babam yaşında bir adama verirken?”
Gözlerinde acının her tonu
Perdeleniyor siyah bir isle
Anne
Sessiz kalıyordu duruma
Üzgün
Bu neyi değiştirecek?
Kadere boyun eğiş
Baştan kaybedilmiş bir savaş gerçeği
Savunmak
Etkisini yitirmiş bir gelenek
Yada hiç kazanılmamış
Dayanmak zorunda
Olmadı..
umudunu yitirme diyordu yüreğindeki ses
Olmadı
Kimse yok muydu?
Olmadı!
Nojoud
Yılların alışkanlığını yıkan
Belki de ilk savaşçı bu yolda
İlk yıkılışı geleneğin
Savcının”ne istiyorsun sorusuna”
Cesaret gösterecek kadar mücadeleci bir
yürek
“boşanmak”
Hüzün çöken gözleri bir o kadar kararlı
……………
Utançla kahrolma arasında bir duygu!
“Çocukluğumu kadınca değil çocukça yaşamak istiyorum…”
Yol uzun dava büyük
Çocuk kalbi ezilmeden önce
Büyüyor bir yerde bir şeyler
Sağduyu galip
Kazanıyor!
Belki de hayatın en anlamlı savaşı bu
örnek diğerlerine
Paslı baharlar son buluyor
Yeşeren çiçekler gazeli ne kadar kapatabilirse
Ölü yapraklar zamanla yok olmayacak mı?
Umut ediyor…
Nojoud buruk
ve zamanından önce olgunlaşmış yüreği
Ve nihayet diyordu;
“Kaderin külfeti omuzlarımı ezerken
Onurlu bir başı taşımanın sevincindeyim”
Gülüyordu çocuk gözleri
Yetmiş yüreği, hırpalanmış bedeni ile
Jale KESKİN
Okuduğum roman beni çok etkiledi paylaşmak istedim.
5.0
100% (37)