9
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
2007
Okunma

dev bi gömüt başı bulut
cırlangıçlar çişe çise
nar mevsimiymiş
güz yüzlü bir kadının elindeymiş
kan rengi yalnızlık
çalmış kapısını baharın
açan olmamış.
yamamış ellerini çare diye yüzüne
bir göz açmış parmak aralığından
bir güvercin
iki güvercin
üç kumru konmuş
cevizin kuytusuna
ağlamış sebil çeşme
demiş dereler çağıl çağıl
ünlemiş denizler dalga dalga
bu ne yoksul yalnızlıktır
çıkmıyor sesim soyha
hey dağlar
sırtına ayça saplı hey dağlar
yatın boran içinde.
bi kucak kavradım kara toprağı
bi kök söğüt ağladım salkım saçak
tutuş tutuş yandım sular içinde
hani de ak alnında rüzgar perçemli
gök gözünde koca evren
dilinde hep karınca dua dua
sen olsan
yıkılmazdım böyle deprem görmeylen
atmazdım suslarımı sağır sokaklara
yazmazdım duvar duvar
insana insan ağır gelir
tasası yele karşı
çok eski bir yılkı bu
var belki milyon yıl
salaş meydanında
sahibini arar
huysuzlanır
debelenir
böbürlenir şah şah
özler uysal uysal
kimse bilmez hangi gülün renginde
hangi gülden bal diye
büyüdün yok yok
boz topraklarda
çok yaslama başını taşa
yel vurur dilin tutulur.
hani bir gün odun çekiyorduk dağdan
tasa çekiyorduk kütük kütük
az kaldı diyordun
ha bitti ha bitecek
soğuk terler düküyorduk yağmurla bir
demiştin ki beş parmağın beşi bir
ama biri garip elde
biri gelincinik
ondan sonra sevdim ben çok çok
narin boynundan büyük gözle bakan kızılı
incecik bi türkü söylüyor gece
yüksek yüksek tepelere...
5.0
100% (9)