5
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
656
Okunma
Karanlığın korkusunu bile hissetmeden
Yaşadı da yıllarca
Demedi hiç:
“ Yıldızın ışığı ne renk
Gökkuşağı kaç renk
Bulut niye ağlar,
Gök niye gürler…
Susun artık, tükettiniz ömrümü, yediniz yıllarımı…
Çöktü omuzlarım, büküldü dizlerim,
Umut dağım eridi
Ufuk karanlık…”
Nerden akar bu minik ırmak,
Serinliğini verir yüzüme…
Elini neden uzatır ki bu bebek,
Tüm içtenliği ile …
Neden böyle güzel kokar ki bu gül,
Var mıydı ki bu koku öncelerde…
Güneş her gün böyle ışıl ışıl mıydı…
Yüreğim ak pak oldu…
Yataktan kalkarken neden içim kıpır kıpır?
Koşarak gidişim işe neden?
Neden umursamaz oldum artık,
Siyahın en derinini görünce?
“ Ey aşk …
Nelere kadirsin…
Gel gör ahvalimi” demedi ama
Dudak kıvrımlarından yüreğe
Gizli bir gülüş uyandı ve
Tek bir söz çıktı dudaktan:
“ Merhaba hayat! ”
16.09.2007
SERAP ÖZALTUN