3
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1830
Okunma

morg kokusu sinmiş dudaklarımdan firar eden sözcükler çıkageliyor ey yâr.......
göz/yaşlarım düşerken çorak bedene tüm anlamları bohçasına kattı da
gitti.
oysa
kelamdan çıkan her harf ödenmiş diyetlerin rahmindeydi.
ciğerim söküldü, nefesimi her çekişimde
senli cümlelerimi koydum kağıt gemilere ince bir sızı refakat etti.
İttim, maviliğine parmak uçlarımla…
sana gelen her gemi/m Azrail’in süt beyazlığında melekler pakladı.
kayboldum satırların arasında
yarı üryan gözlerle bir teselli aradım, Ağlama duvarında
çığlıklar kurşuna dizildi,
kalem, intihar etti parmak uçlarımda
kayboldu/m bakışlarım titrek sem ışığında
ve
ruhum bir çöküşün ayak izinde .
yorgun,
bitkin
ne yan/ım şemsliğine düşer şehr-i İstanbul.
ne yan/ım kara peçeli geceye yürür.
ne zaman varırım ki ışığına can özüm.
kalbin iç kesitlerine rahmet bulutu yüklüyorum
kerpiç duvar,sensizliği adına yok olmaya niyetleniyor yavaş yavaş.
her hücresinde bir ’sen’ saklı
her kuytu köşede parmak izlerin var cancağızım
hicran siyah mührünü vurmakta yine
soğuk damgayı hissetti,zenci köleler.
İstiklâl caddesinde kalabalıkta kayboldukça adımlarım
hiçliğimin kollarında bulduğum feryad-ı figanlar
takvimin sarı yekparelerinde kaldı, gül’üm.
ne düne ulaştı yüreğim
ne de yarına kaldı, sensiz.
renklerin ardına gizlenmiş siyah/beyaz bir tebessüm’dü, modolyanın diğer yüzü.
İsa’nın nefes aralığında can,ruh
bir sende kaldı,şehr-i İstanbul yüreğim.
Çingene vapurunun dumanında söz’ün
izi sürülmemiş bir ıssız ada oluyor yüreğim,
maviliğinde senli cümlelerim devşiriyor,kıyılarına
nefes ağır bir yük nakliyatında
Azrail’ın ıslığında
eski yeşilçam filmlerinde kaldı zaman
tüm sızılarım bir barakanın içinde hapsoldu
kimi küskün gündoğumlarında harfin valsinde kaldı
denk düşüyor yokluğunun yoksulluğu.
kimi sahilde dizlerinde uyuduğum
ve
uyuttuğu(n)m körebe’de sözcüklerim.
hangi yolun sonu senin mabedin?
kalem, hicranın ihanetiyle kan kusmakta ey yâr
kanayan parmaklar uçlarıma tuz basıldı, satır aralarında
kesiksiz bir çizgiyken sende var olmak
soluksuz bağrıma düşen yeditepe deliverenleri
şimdi
sende durlanmış harfler geliyor kapı eşiğine.
bir gece vakti,
kara zarfa sarılı gümüş pullar
akmaya niyetli surlarından şehr-i İstanbul.
değdiğin kumlarda kimliksizliğine inat sende kök salıyorum.
soluk bir yaprağın düşmesinde ansızın sana tekabûl eden kelimeler
benden gelip sana giden bir semazenin dönüşünde, duruyor öylece
şimdi
boğulan sesin kurayan dilin damağına yapışıyor,özlemin
Züleyha duam duruyor o son bakışların/m.
şen-şakrak akrep ve yelkovan
kara kalemle çiziyorum yine s(b)eni.
ilmek ilmek örülüyorum sana
her feryad-ı figan yankısında ism-i nâzımın tutuyor ellerimi
sen, bende her şey’sin şehr-i İstanbul
iyi ki varsın küçüçük yüreğimde
gordion
22/09/2011
5.0
100% (4)