4
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
997
Okunma
22’oo suları
kendim için istiyorum sanma
hem yalvarmam ben!
hele sarhoşken!
kör kötürüm sebepleri var ardında
ondan dönmeli!
hafif/ten gönye kaçkını!
ama meşrepten yana hayli ağır
anlamazsın sen!
o da değil hayır!
onun kendine hayrı var mı bir baksana
otuzaltı beden diyorum!
otuz altı...
bu çirkin yahu!
bu benden de tuz altı!
hiç mi buğday görmedin be adam!
ten dedim ben
tanımadın mı yoksa!
Toprak’ım ben
öyle ya teneke suratlı
ne bileceksin ki o zaman tanemi ararım ben!
__ git başımdan sarhoş herif, ötede zıkkımlan!
23’oo gibi
yine ayaz yedin allı turna
frapan yazarsın bugün kesin
şimdi çık kaldırımlara tepin
en puşt vaktidir şehrin, en serin
karışan da olmaz zaten
önüne geçen kimse de
dur gitme diyecek kimsen!
tamam, tamam sustum!
al! tüm şehir her şeyiyle senin!
ha, o anadan üryan bandıralı
naçar sayhalarını da sok o beylik sıfatına
kendine söven afrodizyak gürültülerinle düğümle
söndürür gibi görünse de
daha da körüklüyor ateşini hal bu ki
hah, şöyle dik gardını poyraza da
bir güzel haykırsın kulağının küfüne küfüne rüzgâr
aptal olma beyim!
sen zaten herşeyini kaybettin!..
bak bekçi bozuntusu!
seni de tane eder bu kuşlara yem ederim!
01’30 civarı
tükenmiştir şişe, tüketmiştir iyice tütün
ve herşey senindir ondan gayri
rotatif hayallerle seyrek düşerken papatyalara
sokulur iki muktedir parya daha mikrofona!
ve düşer, parçalı bulutlu düşlerden düşenler bütün bütün!
__ bu son şiirimin sondan önceki en son parantezinin...
yok! yok bunu daha önce dedimdi...
__dur haylidir sövmedim gazoz ağacına!..
olmadı bu biraz daha kafiyeli olmalı...
.
.
.
.
.
---- hah bu iyi...
dedim ya ben toprağım sen bir tanesi/n
sokuldukça içime artıyorsun, çoğalıyor
benim bir suçum yok neden anlamıyorsun
sen bana Rahmetin hediyesi değil, borcusun!
sabaha doğru yavaşlar fırtına güç bela
ve sâbâ makamına yol alır imgeler
sokulur fincanın doğu yamacına azabın üç vakti...
asıl bela güçtür!
bu ise ayılıyorsundur!
04’00
çarmıhın dönme dolap halidir, bu vakit
ki; başın, hâlâ fena ağrıyordur
fena arıyor!
onca yorgunluk görev gibidir, ibadet
çok muhtemel yine anlamıyorsundur!
ve yine yoksundur!
ve yine anlamı yoktur!
ve kahretsindir yine
ki; sen, dayanılmadığınca elzem bir yorgunluksundur!
hayat için;
’geç kalınmış hiç bir şey yoktur denir
geç kalmışlıktan başka!’
sonra düşersin kamikaze işte
ve yerin hazırdır her zamanki gibi yanıdibimde!
saltanat çekmiş olsa da beyazı mütarekeye
oturmuş olsa da yürek tebarekeye!
( ve gerçekten hâlâ bilemem de anlayamam da
nasıl, nereden çıkarsın da kurulursun o son repliğe)
dirilir mi yeniden bu ahraz benlik
sığar mı yine tüm zamanlar iğne deliğine
çoğalır mı
bir taneden üreyen başaklar gibi
ve sarılır mı sımsıkı yeniden, Toprak Birtanesine!
Birtanesi?
ToprağınSesi
.
5.0
100% (9)