3
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1087
Okunma
bir dal uzat bana sonbahar
içimdeki lut çökmeden
zülfikâ’ra sap olsun
asasına musa’nın mücize
hüzzamlar dinlenmeden...
duyuyormusun nal seslerini kıyam küheylanlarının
sultan söğüt diplerinde
muhbirine öyle derinden akıyor dere
sarıya çalma ölü benzi düşmesin
aşkın rengine çal önce...
çırağım firari elimde kaldı dövdüğüm bakırlar
suskunum faş oldum el aleme
tokmak saplarına sıvandı gaydalar
küskünlerim var sabahçı kahve önlerinde
tek demet kızılına
bu canı usta saysınlar...
arkandan atarken kalem düşkünleri
tutunmuşum nektarı tükenmiş gazellerine
son soluğu gibi hışırtıları sevdanın
ne garip sızlanıyor bu kavak
daha içten söyleme...
öz’üm adak edeyim kommagene’ye güneş üflesin azalmışlığına
düşenlerini tek tek topla
yayla bozumları bu dağınığım alabildiğine
buluşmalara tenhalar mahşer
nasıl gidilir şimdi ceren otağına
o yaban yollarını yüreğime sapla...
sonbahar etme
gitme
kasım
5.0
100% (8)