12
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1114
Okunma

Hocam, durma söyle bu illet bizi yer mi?
Bu gece, bu dertler eli kulağa atsa,
Sabah, gün doğmadan son damlasını içsek,
İçindeki zehir zihnimizi bulatsa,
En sarp kayalara çıkıp bas bas bağırsak,
Korkup sesimizden toplanıp da tüyer mi?
Bu dert ufkumuzdan, bu gece sonsuza dek,
Sabah, gün doğmadan son damlasını içsek,
Şişeler dolusu, dertler yeniden başlar.
Hocam,
Söner mi acaba her gün, her saat yüreğimize
Düşen bu ateşler
Ve diner mi gözümüzden akan yaşlar?
Ankara’da çare kalmadı, geç öğrendik.
Ankara’da her şey emret, buyur efendim.
Sabah, gün doğmadan son damlasını içsek,
Suçluyuz, korkağa boşa güvenen bizdik,
Mazluma kükreyen, zorbalara da sinen...
Bir güruhla yola çıkıp da, hep aldanan,
İşte yine bizdik, hakkımız iyi bir kötek
Atmalı, şu millet sıraya girip tek tek.
Şişeler dolusu, dertler yeniden başlar.
Hocam,
Söner mi acaba her gün, her saat yüreğimize
Düşen bu ateşler
Ve diner mi gözümüzden akan yaşlar?
Hocam, durma söyle bu illet bizi yer mi?
Umursamaz olsak, akan dereye girsek,
Alıp da götürse deli akan su bizi,
Bir daha millete getirmesek musibet,
Allah affeder mi, tövbe istiğfar ile
Geçirsek günleri ıssız bir dağ başında,
Münzeviler gibi yaşayıp kalan ömrü...
Sabah gün doğmadan son damlasını içsek,
Şişeler dolusu, dertler yeniden başlar...
Hocam,
Söner mi acaba her gün, her saat yüreğimize
Düşen bu ateşler
Ve diner mi gözümüzden akan yaşlar?
Güneri Yıldız (Atakent/Silifke/İçel, 01.09.2011)
.
5.0
100% (9)