19
Yorum
12
Beğeni
0,0
Puan
2074
Okunma

uzak günaydınım
senden önce hiç bir tutku öpmedi alnımdan
bilsem de bir nefes kadar yürümediğimi kalbinde
ki; gürültücü bir çocuktum hep
son soluğumu nefretine mesken adıyorum
söyle sen ki hırçın bir deniz
ve ben bir avuç kumken
seni nasıl özlemeyeyim
çünkü başka yazgılardan hiç geçmedi
adım…
......!
biz eskiden bayım
aynı yerden bakardık denize
yakamoz emerdi gözlerimiz mavisinden boğazın
ve köhne bir bankta buluşurdu ellerimiz
aynıydı üzerimizdeki blue jean
başka bir Ortaköy değildi
şarkılar farklı olsa da aynıydı sesi kemanın, bağlamanın
aynı hayallerin tozuna bulanıyordu çizmelerimiz!
(şimdi okkalı bir küfür molası
gölgesinde soy ağacınızın)
ne çok severdik birbirimizi bayım
dudağımdan eksi bir düşene dek baş harfiniz
üşür mü insan geçmişine
hele bir de
sarılacak yarınları gömülmüşse derinlere
küçücük saksılarımda büyüttüğüm açelyalar bulaşırdı
her sabah yüzünüzden öptüğüm güneşe
alışkınlığım bu yüzdendi çiçek kokulu akşamlara
yalnızlığımın en büyük muştusuydu
ayak sesleriniz
(hiç gelmeyeceğinizi bilirdim oysa)
hiç acımazdı pencere kenarında yorgun dirseklerim
omzunuzda kapanacağını bilirdim nasılsa
uykusuz kirpiklerimin
siz o vakitler münferit değildiniz
değildiniz bayım
şimdi
bir yığın anı biriktirdiğim çatı katımda
ahşap bir şifonyerin üzerinde
bir avuç inciyle uykuya yatırdığım
eski bir resimsiniz...
de_soulmate