24
Yorum
15
Beğeni
5,0
Puan
2610
Okunma


özür mahiyetinde
sendeledim
sencileyin
düş/ün/menin zehri aktı damarlarıma
nefesimde biraz endişe
aşktan tevellüd bir yan/ıl/gı
sandım ki
zaman
aç toprağı doyurma zamanı
bir değirmi gök serdim gözlerine
henüz cenin bir düş iken
batırıp kendi kanıma
ihtilâl sokaklarına yazdım
son teleğimle adını
akşamdan biraz kül
hayyam’dan şarap aldım emanet
çığlıklara boğdum sükunet şarkılarını
hüzzama karıştı neva
dudaklarımda alıç tadı
ne yana baksam gözlerin cennet
kehanet sanıyorum gözlerinden kayan yıldızları
ya bir gecenin kanında
yahut bir şiirin rahmindesin
zihnimi karıştıran
zihnimi kışkırtan ellerin
ensemde
kızıl kıyamet
taze anılarım yok benim
evcilleşmiş
mahcup birkaç düş
omzumda yivli bir tüfeğin tepik acısı
tez solan bir mevsimin
imlâsı bozuk
mânâsız
şiirlerinin altında buldum imzamı
bir yokuşun başındayım
bir adım ötesi sırat
son gemiyi de yakıyorum gözlerinin önünde
güller tutuşuyor hayalini öperken
biliyorum
hiçbir gün tekrarlamayacak kendini
göm beni
toprak tavında yüreğine
bir akrebin kıskacında doldurdum zaten keşkülümü
ay tutulmasıydı bu
tutuldum
zorla elimde tuttuğum
kale/m düştü
bir darbe kadar çamurludur madem
nazarında suretim
suçum sabit görülene dek
nezaretinde kalayım gözlerinin
akl-ı kâmildim eskiden
harlayın ateşi erenler
herkes yandı
bir can ben
yanılmış olamam
aşktı bu
penceremden / zamansız / esip geçen…
/ mai /