7
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1132
Okunma

sen şimdi kendinden uzak geçmiş birini
yaşamaktasın
genç iç çekişleri taş keşkül yapıp fırlatmışsın
çay dibine
kumlar kurbağalar yosunlar ve çaya salınan
kanalizasyon ayakları
onunla yoldaş
kimi burnunu temizliyor suda
bebeğinin bezlerini yıkıyor
kimi aracını sürmüş suyun içini
benzin kokusuna alışık
ellerinin karasını ağartır gibi
su serpiyor durmadan ekmek teknesine
camlar göz suyla darmadağın
değiyor ayakları
hiç devinmeden her gün aynı
altlarında küçük taşların girintileri
senin geçmişin bu günün ;burnunu tıkayarak
geçtiğin köprü altı
kanmanı engellyor pis koku
bu gün mü daha düz çay bendi
izler
ağaran dökülen saçların dibin de düşünceli
eski uçları göğe haber ulayan
ellerini arıyor
sen şimdi yün döşeğine yapışık
kendinden uzak geçmiş birini yaşamaktasın
tükürüp geçmiştin ya bir zamanlar
silahı alacağın gelmişti eline
haksızlığa uğrayınca sapmadan gittiğin yol
yatar çıkarım demiştin hapislerde
bir yılanda benim çınar belime dolansın
üstümde leylekler yuva kursun
düzgün çıktığını göreyim dumanların
bacalardan
benim çocuğumun bacakları eğri olmasın
masamda her zaman okunacak bir kitap olsun
2
kitabımın renginde avcunda okşadığın
gül
toprağa karıştı toz
seni nerede bulurum sevgilim
zehirli gaz havaya sızan
bahçe duvarında taş görevini sürdürüyor
insanlar ölüyor
her gün sela veriliyor camii minaresinden
tabutlar omuzlarda
düşe kalka ,umudu bulmak istiyor herkes
geçmiş ,geçmiş
sen şimdi daha güçlü olmalısın ağaçlardan
her yıl yenilenen
yaşıyoruz!
bir başkası taşıyor yüreğimizi
sigara dumanını içerek oturuyorlar kahvehanelerde
çocuk azarlamak okşamak
ev işleri ve gün yapmakla geçiyor
kadınların günleri
başları eğri paranın kirli yüzünden
dikleştimeye çalışıyorlar
bir papatya kaç gün dik tutarsa başını
günlerr kirli yün gibi suda dövülecek
çocuklar hep çiçektir diyecekler
doğuştan büyük çocukları
vura vura tepesine ,küçültecekler
7 7 1987
5.0
100% (8)