Bırakın Desinler!
Ağır başlı, çok efendisiniz,
Hatta tam bir beyefendi veya hanımefendisiniz, Kimsenin etlisinde sütlüsünde değilsiniz, Nerede konuşulur, nerede susulur bilirsiniz, Hatta bazen hiç konuşmayadabilirsiniz, Birşey bilmediğinizden ya da çekindiğinizden değil! Sabreder, söz gümüş ise sükut altındır dersiniz, Lafınızın nerede itibar edeceğini bilirsiniz, Beyefendilik veya hanımefendilik kabuğuna çekilirsiniz, Büyük sayar, küçük seversiniz, Oturuşunuz ve kalkışınızla bir asalet sergilersiniz, Kendinizden hep ama hep eminsiniz, Evet siz böylesiniz, Veya böyle’yseniz... Ağzı var dili yok diyecekler, Ensesine vur ekmeğini al diyecekler, Kolay lokmadır, çiğnesen dişine değmez diyecekler, Bir tarafınızı çekip çekiştirecekler, Yaşınız kaç olursa olsun, Ana kuzusu veya süt çocuğu diyecekler, Gözü açık değil diyecekler, Atılgan ve saldırgan değil diyecekler, Tuttuğu dalı koparamaz elinde kalır diyecekler, Sizi kendi haline bırakılmış hasta gibi görecekler, Diyecekler, diyecekler, daha çok diyecekler... Bırakın desinler! Diyenler sizi hep öyle görsünler, Alay edercesine gülsünler, öyle bilsinler, Siz asilsiniz, beyefendi veya hanımefendisiniz, Bunları diyen ucuz insanların, Ulaşamayacağı, sahip olamadığı, Ve hiç sahip olamayacağı, Karakter, asalet ve insanlık gibi bir servet sahibisiniz, Bırakın desinler! ’Zenginin malı, züğürdün çenesini yorar!’ Ahmet Özhan Uygun © |