6
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1914
Okunma

-Ayrılığı şiirle yıka ki arınsın nedametin-
Rüzgârlı zamana yaslanan dal üzgün
Haylaz ev, bahçesinde sarmaşık
Sırnaşık şakayık penceremde
Suyla güreşmekte çelimsiz ay
Anılar
Beti benzi solgun bir halde
Nerde şimdi dizlerime kapanan gölge
Bir ömür bakmaya doyulmayan
Mavi hareli penceren nerde
Şimdi kimlere ümit verir
Pergola ya tırmanan begonviller
Andım hiçliğime bulaşan akşamı
Füruğ okudum,”günah”ı çağırdı bir ses
Titreyen ışıklar yağmurla birlikte
Süzüldü gözlerimden
Sorguçtaki mahzun serçe
Kulak ver lütfen sözlerime
Eğilen dallar güneşi öperken
Fışkırmıştı tarhlardan çiçekler
Buhuru baygın ağaca kazınan tarih
Duruyor mu halâ yerli yerinde
Köprünün altından çok sular geçse de
Yüzümden silinmedi hüznün izi
Gümüşi saçlardaki katre-i matem
Vefasız yılların marifeti
Hatıralar asılırken belleğin ipine
Acının paslı sesiyle uyanıp irkilirim
Dökülürsün sessizce gözlerimden
İçimi kemiren kuşkuyla sığınırım şiire
Sıkıca kavradığım andaç sıyrılır ellerimden
Uzayan anın sudaki aksine eğilirim
Takılır gözlerim su lalesine
Güz çağırırken beni
Tanrının fısıldadığı sözleri
Sular seller gibi ezberlerim!
Aslı Aydın
5.0
100% (5)