1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1397
Okunma
Hayatın acımasızlığını acımasızca hissetirdiği , güneşin sıcaklığını kavurucu bir ateşe çevirdiği , karanlığın dört tarafı kapalı bir zindan olup zifir-i karanlığa çevrildiği , gözyaşlarının kan olup yürekleri delik delik deldiği , yaşamın acı-tatlı diyemeyeceğimiz her bir zerresinin umutsuzluk ve ürperti şeklini aldığı bir an. O sesin her duyuluşu...
İnsan, kendini unutuyor değilmi .? Bir anda kendinden geçib bunu ben hiç tatmadımdiyor, başlıyor düşünmeye...O kelimenin her duyuluşu, kulaklarında davul çalınıyor hisine itiyor . Çünkü , o kelime onun için çok değerlidir ki, ulaşamayacağı bir cevherdir , bir Tabu’dur adeta.
O sesi her duyduğunda göz yaşlarını tutamaz , bir hançer saplanır yüreğine , titremekten ne elleri ne ayakları tutar , put gibi donup kalır . Artık duymaz ona söylenen hiç bir kelimeyi . Kalp atışları çoktan kulaklarına vurmuş , kan beynine sıçramıştır . Başı öyle ağarlaşırki sanki mengeneyle sıkıştırıp üzerine tonlarca yük koymuş gibidir . Sadece bir aaaah çeker içten içe . İşte o aaah buz dağını eritir....
Belki de bu aaah bir tatmamazlığın , yaşayamamazlığın , söyleyememezliğin , hasretin , özlemin sesidir .Ve başlar söylenmeye...! Ama, ama bir türlü dili dönmez...Eline bir kalem kağıt alır , hislerni yazmaya başlar ...Gözyaşları, mürekkebi olur.
Boğazıma kelimeler diziliyor
Nefesim bir anda kesiliyor
Gözyaşlarım beni dinlemiyor
Yüreğim hala senin için atıyor
Gurbete çıktın aş için
Bekliyor seni oğlun, eşin
Battı mı yoksa güneşin
Üzer bizi omuzda gelişin
Tutar yerin mi kalmamış,
Tabutun kana mı bulanmış,
Gözlerin hala kapanmamış,
Oğlun sana doyamamış
İnan doyamadım baba sana
Ayrılık ne kadar zor olsada
Ne olur, ne olur ayağa kalksana
Birkere, sarılayım boynuna
Ne mutlu baba sana
Genç yaşta kavuşyun yara
Oğlun ne kadar ağlasada
Şükredelim yüce Allah’a
Sakın haa yanlış anlamayın dostlarım
İsyan değil asla, bu feryadım
Sadece onu, yine hatırladım
Dayanamadım , çünkü ona doyamadım
Ağladım ...Affedin beni dostlarım.