kalmışız yitik bir coğrafyada
kimsesiz ve kimliksiz
utangaç ve aç
ve de üryan
acılar yutkunmuşuz yüzyıllar boyu
kan kokmuş her yan

vurmuş
vurulmuşuz
tanımadan seçeneksiz
sorgulamadan nedensiz
yenmiş yenilmişiz çağlarca
ne ekmeğimiz büyümüş
ne biz

uçmak varken bulutta
deli bir kısrağın sırtında
düşlerimiz at kişnemeleriyle bolünmüş
sofralarımız talan edilmiş haydutlarca


bir ömürlük sevdaya
bir atımlık kavgayı yeğlemişler
büyümüş kan uykular
bölünmüş karabasanlarla

yaldızlı kitaplara
ölümler düşmüşler
ölümler ki meçhul
kimsesiz ve kimliksiz
bir
on
bin
onbin
küme küme
öbek öbek
lime lime

kuşatılmış dört bir yan
şan şöhret bezirgan
eşiklerde bekletilmişiz
beşiklerde uyutulmuşuz
aç susuz perişan

şu dudak büküşü zaman aralığında
hasretler yıkımlar düşürmüşüz payımıza
bu üç beş günlük konuklukta
ağız dolusu gülmeyi
ve adam gibi tükürmeyi becerememişiz

tutmak varken ateş topu elleri
kaybolmak varken derya deniz gözlerde
güzelliklerden yana ne varsa
gömmüşüz faili meçhullerde

hep
gözden akan yaş
suda sönen taş olmuşuz

dalga dalga büyümüş yalnızlığımız
sırtımıza ağıtlar kundaklamışız
ondandır çınar gövdesi damarlı boynumuz
ve ondandır bu durgunluğumuz
ondanır bu kamburluğumuz

işte bu yüzden
bu yüzden
tat vermemiş ekmeğimiz aşımız
bu yüzden düşmüş başımız
bu yüzden çatık kaşımız
bu yüzden yarımlığımız
işte bu yüzden azmış yalnızlığımız
ve bu yüzden değişmiyor yazgımız