0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1073
Okunma
Küçük bir örümcek dolaşır durur
En sığ duvarların köşe çatlağında
Yalnızlığım gecelere damga olur vurulur
Terk edilmiş odalarda.
Köşe başında ellerini bekleyen vazo
Toz bağlamış aynalarda yüzüm
Siren sesinde son tango
Giden matmazel Manolya.
Bekleyenler sarı çizmeli
Döngeleşmiş vakitlerin cansız eli
Canımın buharına ok saplı
pervasızca kalmış şaha...
aşk’ım muhakemede kırmızı
İçimde ki sızı yangınlardan kalan
derin iç çekişime meydan okur
çile içer kadeh… kadeh.
sabrıma tahammül eder
dağarcığımda aforizma tutkusu
kulaçlarım kırık gövdemde
nesli tükenik aşkların durağı.
ne bakışların böyle yakın
ne endamın böyle sarsıcı
çölleşen yüreğimde su sarnıcı
İçilmezlik iz düşürür ayaza.
kökleşmiş derine inen kollar
bakışlarının tutkusu ayrılığı çizen yollar
çizilen yürekte mayın korkusu.
dönek yıldızlar erken söner
baktığın gözün senin mi?
hangi gözle baktın ki
böyle beni tarumar eder.
çekilmez artık uzak diyardaki tel örgü
gençliğim… Sen ne çapkın aşk’tın
vaktin sapladığı çelik süngü
ben benlikten çıkmış şaşkın.
öpüş kokar yakınlığın
ben dayanacak gücü aramaktan yorgun
çırılçıplak gelsen de
gözlerim gözlerine mahkûm
ruhum ruhuna mahrem