0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
2006
Okunma

-1- Gündüz
Şehrimi unuttun yoksa şehir senden çok önce yakılmış mıydı?
/Uzaktan karaltılı siluetler akıyor
Ki
Akışa vuran aksimden kan sızıyor/
Biraz martı çığırtkanlığında ağlarken sokak başındaki kadın,
Henüz kurumuş tenine
Bir başka nem arıyor adam…
/Uzaktan henüz jilet yapılmamış vapurlar geçiyor
Ki
Suya düşen gözlerimden deniz akıyor/
Bir çift topuk sesi dolduruyor henüz uyanmış
Şehri-yar yokuşunu…
Biraz kadıncasına biraz çocukçasına...
/Uzakta modern zamanın besteleri çalınıyor
Ki
Beş para etmez mısralar
Beş kuruşluk dillerden dökülüyor./
Akşam düşüyor ve kadın henüz siliyor gözyaşlarını
Biraz alakasız biraz ahlaksız
Bir mendil uzanıyor
Adamın birinden
Ve cümleler düşüyor zemine
-tanışabilir miyiz-?
Kadın suskun bakıyor tuhaf bakışlarına şeytan düşüyor.
-neden olmasın-
Biraz kahkaha bir iki kadeh…
-2-Gece
/Dilime akla zarar küfürler dağılıyor
Ki
Ağzı tezek kokan bir İstanbul misali./
Sokak karanlık
Bir kibrit çakıyor adam geceye
Henüz sevişilmiş bir ihanet yüklü omuzlarına
/Iskalanmış hayatların alfabesini öğretirken
Kendi elifbamı kaybetmişim –yazık-/
Biraz pişmanlık biraz hüzün
Ki
Göze dolan biraz yağmur sonrası
Fethedilmiş bir yalnızlık kalıyor adama…
/Henüz öldüremediğim çocuk düşe düşüyor
Ki
Aklı almıyor aşk mı haz mı sorusunu/
Yelkovan vururken gece yarısının beline
Sarhoş olmaya dalıyor adam
Adını bilmediğim bir yaldızlı karanlığa…
/Gitmeler doldururken aklımı
Defalarca yolun yarısından dönen bavullar
Kalıyor
Bir başka kaçışın ardında/
Eskilerin imsak şimdilerin sabahın körü dediği
Vakitte
Bir kadın çıkıyor gülerek
Peşi sıra biraz sarhoş biraz uykusuz adam
Ve sesleri düşüyor zemine
- Bana mı gidelim sana mı_?
- Bana ikisi de uyar güzelim-
/Biraz aptal fazlasıyla eski ağlıyor çocuk
Ve gitmeler doluyor damarlarına/
5.0
100% (8)