Algıladığın gibidir Hazani Kardeşim, şiir diye yazılmamıştır zaten...


Yorumun mutlu etti, teşekkür ediyorum.

Yozgat'a ve tüm dostlara selam...
Saygılarımla.

Maalesef ki, güzel hasletler mumla aranır oldu.


Teşekkür ediyorum...

Saygılarımla.

Çok teşekkür ediyorum...

Saygılarımla.

Evet, insanların ettiğiydi bu...


Çok teşekkür ediyorum...
Sağ olun, var olun.

Selam ve sevgilerimle.

Demek ki erkek olmak yetiyor...

Ne deseler ne etseler eyvallah çünkü onlar erkek...
Vah ki vah!...

Keşke olaya bayan olarak değilde, önce insan olarak bakıp öyle dile getirseydiniz düşüncelerinizi.

( o kişinin deyişiyle yazdım bu kelimeyi..) değilde Fatoş Huy diye yazmış olsaydınız sizin iyi bir eleştirmen olabileceğinizi düşünebilirdim, Sayın Soydan.

Yaptığım eleştiriye bir nevi söz hakkı doğdu, bu bakımdan buradan yazıyorum,,, isteyen istediği kelimeyi kullanmakta serbesttir,, itirazım yok.. Ancak o kelime özellikle de bir bayanın ağzına yakışıyorsa,, hem de bir şiirde,,, söylenecek söz yok,, "içine ettiler " sözü daha uygun olabilirdi bence.. Cemal SÜREYA, Can YÜCEL,,, onlar kolay kolay yetişmezler ki edebiyat dünyasında. neyse,, biz işimize bakalım,, şiir yorumlamaya ve yazmaya devam....

"Cahil aklım, samimi duygularım ve düşüncelerim ile bir iki satır katkım olsun istedim..."

Estağfurullah, cahil aklı değil bu... Üstelik de anlayan bir yürek insan halinden...

Evet, belki de tepki söze değil cinsiyete... Hep ayrı gayrı tutulmuşuz böyle işte... Ne yapsak ne desek suç...
Gülsek güldü...
Ne yazsak suç...
vs. işte!

Çok teşekkür ediyorum içten ve yerinde yorumuna...

Selam ve saygılarımla...

Pek edepsiz bir söz etmişim işte, ne yaparsınız...

Oysa ne çok edepsiz kelime dökülür dilimizden öfkelenip fazlasıyla kızdığımızda birilerine... İnsanın eli ayağı boşalmaya görsün...

Ben de şiirlerimde bir çok çirkin söz kullanmışımdır,, ama hiç bir zaman sizin o kullanmış olduğunuz kelimeyi kullanmadım,, Belki bayan oluşunuz nedeniyle size yakıştıramadım,, dur bakalım devamında ne gelecek şiirlerinizin diye bekleyeceğim, ama bu gün şansıma ASLAN BABA yazısı çıktı,, isteyerek yorum yaptım o yazınıza,, hatta kaptırdım bir ara,, zor durdum ,,, Can YÜCEL örneğini vermiş Cemal SÜREYA örneğini vermiş bir okuyucu,, belki de şair,, bilmiyorum kim olduğunu o kişinin... Edepsiz kelimeler ( o kişinin deyişiyle yazdım bu kelimeyi..) Edepsiz kelimeler yazmakla bir yere varılmaz ki.. Ünlü de olunmaz,, Ben şiirlerimde küfürlü kelimeler de kullandım, argo diyelim,,, Ama asla o sizin bahsettiğiniz kelimeyi kullanmadım,,, bağışlayınız ama yakıştıramıyorum güzelim dizelere yakışmıyor o kelime.. Şiirin içine etmiş kısaca.. benim yazacaklarım bu kadar.. O kelimede gizli olsaydı her şey, (sizin tabiriniz bu.) bit pazarına nur yağardı,,, etraf mis gibi (!) kokudan geçilmezdi,,, Neyse, yazan sizsiniz,,, susmak düşer bize..

Asıl o son kelimedir şiirin özü...

Yine de yorum yapmışsınız canınız istemesede...
Teşekkür ediyorum.

Saygılarımla

Yorumunuza teşekkür ediyorum. Sağ olun, var olun.
Selam ve saygı ile...

Saygı ve duayla, teşekkür ediyorum...
Saygılar.

Anlıyorum...

Ama maalesef ki bana ait...

Yorumunuza teşekkürlerimle, sevgi ve saygılar.

Çok teşekkür ediyorum, sağolun...

Selam ve saygılar.

Çok teşekkür ediyorum, sağolun...

Selam ve saygılar.

Üzülmüş olsam da geçer...

İbrahim Tatlıses'in "nedirki geçmeyen zaman içinde..." dediği gibi hepsi geçer...

İyiyim ben...
Merak etmeyin.

Tüm aileye selam.

Teşekkür ve saygılarımla....

Çok teşekkür ediyorum, sağolun.
Selam ve saygılarımla...

Durum anlaşılda, teşekkür ediyorum Hayrettin Bey...

Siz yanlışlıkla cevabı buraya yazınca ben de burdan da cevap vereyim istedim...

Saygımla...

Hayır hayır özür dilerim..Benim kastı aşan bişeyim olmaz size karşı. Genel tabir kullandım. Çok minik örnek veriyim; hani özde ben bir molla torunuyum. İspanyol paçanın ve uzun saçın moda olduğu yıllar. Bense her ikisini de çok seviyordum, hani yakışıyorduda..Hani herkes giyebiliyordu ama, sadece benim giymem biraz fazla geliyordu yakın çevreme ve arkamdan kınandığımı biliyor ve duyuyordum. Oysa çok anlamsız bir yargıydı. Hiçbirirninde ne dinle, ne diyanetle bir ilşkisi yoktu..Belli ki bu özel durumumuzdan dolayı yakıştıramamıştılar..Hepsi bu..Ben kimseden bu anlamda etkilenmem, o arkadaşıda sahiden tanımıyorum..Selam,saygı...

Teşekkür ediyorum, sağ olun.

Saygılarımla...

Üsteki yoruma cevap yazmışsınız, yanlışla...
Okudum ve ordan da cevap yazdım...

İçim dolmuştu...
Cevabınızı okuyunca derin bir nefes aldım ve rahatladım...

Durum anlaşılmıştır... Cevabınız için çok teşekkür ediyorum.

Kalın sağlıcakla, sağlık, mutlulukla...
Saygılar.

"Bazı şeyler"...
Mehmet Emin Türkyılmaz Bey'in de yorumunda geçiyor...
Ordan mı esinlendiniz yoksa?

Devekuşu olduğumu sanmıyorum ama ola ki benim de tutmuştur başımı kuma gömme hevesim...
Haydi, çıkarsanıza başımı kumdan. Çıkarın da ben de göreyim o bazı şeyleri...

Şimdi neydi bu?
Yani ortaya insanları zan altında bırakacak ya da küçümseyen ya da bir bildiği bir söyleyeceği var da bunu açık açık söyleyemeyen, bunun yerine üstü kapalı sözler edip geri çekilmek...

Madem ağzınız laf yapıyor ve madem yazarsınız-şairsiniz...
O zaman yazdıklarınızın ardın da durun da gelin bir açıklama yapın!
Ne üzerineyse şu "bazı şeyler"...

Verecek cevabınız yok mu?

Bekliyorum çünkü sanırım ciddi şeyler söylediniz.
Cevaplamalıyım netleştiğinde yazdıklarınız...

"Hani bazı şeyler, bazı insanların üstünde fazla durur belki o da farkında olmadan.."

Üstü kapalı demeseniz de bizler de anlasak şu "bazı şeyler"i...
Gerçekten merak ettim şimdi. Yoksa ben mi anlayamıyorum yazılanları...

Açık açık yazarsanız gerçekten sevineceğim. Çünkü o "bazı şeyler" konusunda bilgilenmek ve varsa cevap vermem gereken bir şey, cevaplamak istiyorum.

Yok amacımız zaten sizi kırmak olamaz, bununda bir faydası yok, biliyoruz...Hani bazı şeyler, bazı insanların üstünde fazla durur belki o da farkında olmadan..Ben sanırım böyle baktım...Ve böyle bakmaya devam edeceğim...

İnanın sizleri anlıyorum...
Haklısınız da...

Ama düşüyor yüreğimden işte, böylesi sözcükler zaman zaman...

Hem, yazıya düşmese de, öfkelenince ve isyan edince düşmez mi dilimizden nahoş kelimeler... Dolaşmaz mı beynimizde...

Aslında o sözcük öyle çok şey anlatıyor ki...


Ve şunu da belirtmek isterim ki, asla kırılmadım yorumlardan...


Tekrar teşekkür ediyorum.
Saygılar.

Estağfurullah...Demem o ki, yararsız, keşke olsa böyle sözcüklerin yararı, hepsi bu...

Selam,saygı...

Kendime toz kondurmayan biri değilim.
Ve kendini çokça sorgulayan biriyim de üstelik...

Dönüp dolaşıp kendime baktığım çok olmuştur, hem de lanetle...
Ama bu kendimi lanetlemem asla birilerine verdiğim bir zarar nedeniyle olmamış, yalnızca yanılgılarımdan dolayı kendimi sorgulamamdan olmuştur...

Büyü demişimdir hep kendi kendime, büyü!
Aç gözlerini insan tanı... tanı ki düşme yanılgıya, yanlışa...


Evet, edebiyat adına yararsız bir fazlalık... Hoş da değil o son sözcük...
Ama ne edeyim ki yüreğim konuşur ben yazarım...

Terbiyesizmiş yüreğim işte, ben ne edeyim :))

Selam ve saygılarımla efendim,
Teşekkür ediyorum...

Aslında bir konuda haklısınız Üstadım, "
2005 yılından beri kaç kişiyi terbiye etmeyi başardınız?" derken...
Ama bunun yanı sıra ben derim ki, birilerini terbiye etme yerine insan olmalarını istedim hep ve hep özledim. Özlüyorum da...
Haşa, kendimi övmek de değildir niyetim. Beşeriz ve vardır hepimizin de eksik bir ya da birçok yanı...

Ayrıca da terbiye etme değildi ne zaman dilimden bir öfke düşse dizelere... İsyandı.
Üstelik söz konusu ortam da bir münakaşa da meydana gelmedi ulu orta...

Başka ortamlardaki tartışmaları da buraya taşıma niyetinde değilim.
Ben yalnızca bu isyanımın kaybolmamasını istedim için buraya taşıdım...

Düşük seviye meselesine gelince;
O kadar kolay mı ki, tek bir sözcükle insan seviyesiz olsun....

Hangimiz öfkelenmedik ve hangimiz isyan etmedik ki...
Düşmedi mi ki dillerimizden dizelere aykırı bir sözcük...

Biliyorum, beni düşündüğünüz içindi bu uyarınız, bir dost olarak ve bir edebiyatçı olarak. Üslûbumun şık olmadığı konusunda...

Velhasıl demem o ki üstadım,
Zaman zaman benim de dilimden düşebilir nahoş bir kelime.
Değil mi ki beşerim...


Teşekkürlerimle, selam ve saygılar.

Maalesef ki haklısınız...
Hani elde olsa...
Ama heyhat ki değişemiyorum...

Teşekkür ve sevgimle...

Teşekkür ediyorum. Saygımla.

eyvalaha dilinize sağlık

Teşekkür ediyorum. Saygımla.

Yüreğim insanlığı sever...
Çırpınır durur ayrım yapmadan, insanlığı sevenlere selam durmak için...
Ve yüreğim dönüp dolaşıp kendini sorgular "insan olabildin mi?" diye
Dönüp bakarım kendime ve "eyvah, ne çok eksiğim varmış!" diyerekten...

"İnsanlar!" derim, insanlar!
Sen iyisin, o iyidir, öteki de öyle...
İyi olmalarını istediğimdendir belki de bu yanılğım...
Sonra bir de bakarım ki iyiler meğer kötüymüş... acır yüreğim ve "vazgeçtim ben eksikliğimi tamamlamaktan, insan olmaktan!" derim isyan ederekten...

Sevgi ölmüş...
İnsanlık da...

Öfke ve kin baş köşede!
Bencillik ve çıkarcılık baş köşede!
Riya, gıybet ve yalan baş köşede!
vesaire, vesaire, vesaire...

İşte hâl böyleyken vazgeçesim geliyor insanlıktan ve isyana dair ne varsa düşüyor dilimden...

Derdim gönül derdi değildir...
Derdim insanlık derdidir ki, ondandır hak eden ya da etmeyene yüreğimi açıyorum...


Yorum ve beğeniye teşekkür ediyorum. Sağ olun.
Saygılarımla.

Yorumunuz vesilesiyle,

Beğenilerini puan butonuyla gösteren arkadaşlara da teşekkür ediyorum...

Ben buna "sözsüz beğenme" diyorum...
Ben buna "hepimizin bir çığlığı vardır insanlıktan yana" diyorum...

Sesli olmasa da yüreğimiz isyan ederken savurmaz mı bir beddua ya da küfür ve yahut da argo bir söz düşmez mi dillerden...

Selam ve saygımla....

Yorum yapmadaki tereddüt, sanırım ikinci dizeyi noktalayan son kelimeden kaynaklandı...

Ama buna rağmen düşüncenizi yorum olarak düşürdünüz sayfama....
Mutlu ettiniz...

Teşekkür ediyorum.
Saygılarımla.