3
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1247
Okunma
Hicrinle inleyen garip bülbülüm
Başka bir goncada, gülde gözüm yok…
Hasret ocağında savrulan külüm
Sensiz, dizde gücüm, dilde sözüm yok…
Bir davet atfettim, o şuh bakışa
Geçtim aşk eline doğru akışa
Lakin aka aka vardım bir kışa
Sensiz inan ki bu elde yazım yok…
Kanarken azaba ben yudum yudum
Azalır anbean şefkat umudum
Yanar tüm vücudum, çalarken udum
Benim yalnız sazda, telde sızım yok…
Sevdan bozulmaz bir sihirdir bana
Vuslat umut, firkat kahırdır bana
Yediğim, içtiğim zehirdir bana
Ette, sütte lezzet, balda hazım yok…
Aşılması müşkül, dik duran kaşlar
Ayağımı batan, dikenler, taşlar…
Bir dağı aşarım, diğeri başlar
Adı hayat olan, yolda düzüm yok…
Tozpembe hayaller kursam ne çıkar
Sensizlik gerçeği, hepsini yıkar
Gam dağından çıkar, hüsrana akar
Kays ile kıyasta, selde azım yok…
Muhabbet yurdumun iklimi kurak
Sam yeli dört mevsim bilmez dur-durak
Aratır çölleri bendeki yürek
Sarardı asmalar, dalda üzüm yok…
Kaderimmiş sana gönül bağlamak
Aşkınla boşuna coşup-çağlamak
Elimden tek gelen, çöküp-ağlamak
Bir an bile güler halde yüzüm yok…
Hep seni anarım, her şeyden ırak
Kerem’e varisim, Ferhat’a çırak
Kutsi merhameti bir yana bırak
Derdime başka bir kulda çözüm yok…
Veli BOSTANCI
5.0
100% (3)