0
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
733
Okunma
Tünemişim ben korkak bir palyaçoyken
Yine tünemişim dul kalmış bir dalın üstünde
Dumanlar içinde kendini arayan bir ürkek bir gölgeymişim
Beni silkelemiş de rüyanın biri, öyle düşmüşüm kaskatı gerçeklerimin üstüne
Neysi ki buldum samanlıkta aradığım iğneyi
Kırılmış diğer dallarımı dikmek için ruh ağacıma
Yine komiklik yaparken sinirli ormanın içinde
Neyse ki aldırdım sonradan komikliğimi
Yüzümdeki boyalar yağmur sularıyla birlikte kayboldu
Kırmızı burnumu satılığa çıkardım, o da burunsuz birine kısmet oldu
Kocaman ayakkabılarımı dört kişi birden giyiyor şimdi
Neyse ki aldırdım sonradan sırıtık suratımı
İçimde birikmiş tebessümlerle birlikte anılar denizine gömüldüler
Neden gülmüyorsun diyorlar bana
Sanki birkaç gülücük borçluymuşum gibi onlara
Sanki ben gülünce mutsuzlukları eksilecekmiş gibi
Sanki dandini dandini dastana da
Danalar daha erken girecek bostana
Şimdilerdeyse sonradan akıllanmış bir akbabayla aynı yerde tünüyorum
o didikliyor ben yiyorum
o yiyor ben didikliyorum
didik didik didikliyorum
didik didik
didik
leşleri
leş gibi bunlar
sonradan sevme bunlar
hiç gerçek görmemiş bunlar
leş kokularını parfümleriyle kapatanlar bunlar
gülemiyorum da artık
nasıl söyleyeyim
yer yarılmış da içine ağlamışım gibi
sanki
sankiler hep sırtımda dayanılmaz bir kaşıntıymış gibi sanki
sanki
inan ki
an ki
ki
ki bitti dediğin nokta
canlanır birden yeniden
ki
bir ki kadar bile
bağlanamadım hiçbir sözcüğe...
Oktay Coşar
5.0
100% (1)