3
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
1286
Okunma
Avucunda yitik bir dalga
Yada suyu çekilmiş kıyınım
Çalıyorum yıldızlarını
Sevdan mühür gibi duruyor
Bilsen nasıl diz çöküyorum
Düşlediğin ömrünün önün de
Diyelim ki Sivas ta Ankara da…
………………….
(Şimdi hangi kapıyı açsam
Avuçların doluyor bakışlarım)
Sokakların ağlıyor en çok
Kocaman naralar atıyor
Yankılanıyor yürek kaldırımları
Bu şehre gözlerinden ağlıyor
Birde budanmış ağaçlarından.
Kör bir alıcı oluyor sonra
Dökülüyor evimin duvarları.
Enkazının altında kalıyorum hüznün
Bir çocuk eli değiyor toprağa
Bir diğeri haykırıyor
Yatalak bir çağırış bu
Sararmış bir hastalık
Şimdi hüznün kanıyorum
Kalbim ağrıyor
Kalbim ağrıyor enkazının altında…
( Bu şehri enkazından tanır yürek, ölmek yasak bu topraklarda)
Sivri bir dili var kederin
Kocamanda elleri
Bağrına basıyor acıyı aklına geldiğinde
Kuşlar dallarda kalmış
her gün ağlar yavruları kapımda
Terkedilmiş bir sevinç uzanır
Vakit Ağustos
Unutmuyorum
Gel diyince gelmiyor mevsimin
Alan yokmu bu sevdayı,
kör bir alıcısıdamı?
Çocuklarım parkından çıkmıyor
Bak ellerim yıldız dolmuş
Sönüyor parlaklığın
Haydi şimdi sen ben olda vazgeç
Ayır renklerini ebemkuşağının.
Sürükleniyor bak
Sürükleniyor gecende taşlarım
Dokunamıyorum dokunduklarına
Haydi sen ben olda
Kapından içeri gir
Islat suyunla kavrulan bedeni
Kapat yokluğuna açılan gözlerimi…
( Sahteye bile ağlayabiliyoruz ki; gerçeğe ölmek yetmiyor artık)
Mümkünü yok bu işin
Pekala biliyorum…
( İkisi Eylülün ikibinyedi
ERDOĞAN ATEŞ