1
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1012
Okunma

bugün bir sis gizzemine takılmış sanki bu deniz
yansıtmıyor gurbet kendi resmini,
bir yağmur fırtınası ansızın başlar mı bilmem?
hani şemsiyemde yok !
keşk Ağrı dağı olsaydı sırtımda
varsin çakacaksa çaksin şimşekler ?
yoksa zirvesinde mahsur kalmış ezgisel ağıt mı var sanki ?
öyle ya...!
atmasaydı uzun hecelerin,hecesine takılırmıydım ?
olurmuydu eş yerine koyduğum söbe de ki yaramız ?
....ki
ömrümüzü kısaltan,vatan hasreti ?
...bağrımız da saplı kalan kılıçıklı çatallı kılıç
sarı solgun lanbalardır bizi bizden aparan
menzil alıp ömür satan geceler
mahremiyet çıkmazın da uzattıkca uzatan
yollar bitti
y o l c u gitti
izi kaldı sadece
halbu ki..!
bir sönük evin penceresinden fırlamalıydık şafağın çakdığı yerden
ışık erkine
kol kola...!
sokağa,
dağlara
TEK-YOLA
örülse de üstümüze taş duvarlar beton armalar,
yürmeliydik ö z g ü r l ü ğ ü n...derinliğine
yoksa gebe değil mi devrime hayat ?
ışığını yarına saklayan güneş
yoksa muhtaç değil mi sosyalizme işçi ?
k ö y l ü ?
P E S Ü Z ?
ve
sen
ve
ben
zamanı kısaltmalıyız zamanı ,
dört koldan
dört bir yerinden
ölümü uzak kılarken mugayır
ve
şifresiz birliktelik yoldaşliğımızı
kırlangıçdönümünden kalma, anızları alıp yeniden yakmalıyız
tutmalıyız zamanın kulaklarından
dalgın dalgıçkuşların kanatlarından
yakını yakın etmeliyiz
yakın
bedeli ölümümüz olsa
bile
Kadir Haktan TÜRKELİ
5.0
100% (1)