Kötülük etmeden pişman olmanın en iyi şekli, iyilik etmektir. bretonne
hacı ali
hacı ali

Ömür anam ömür

Yorum

Ömür anam ömür

15

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1042

Okunma

Ömür anam ömür

.








ihtiyar dünyamız bin dokuz yüzleri
onunda ellilerini yaşıyormuş meğer
bense henüz, altılarımı yedilerimi

anlatmak istediğim bire bir yaşanmış
öyküm
bu gün gibi aklımda
çocukluk hafızam ne temizmiş
bugünkü ne kadar kirli
o sabi sübyan çağlarımdan
istesem kitaplar dolusu yazabilirim
hepsi yaşanmış / ayan beyan….
ama dün ne yedin diye sormayın
çünkü zorlansam belki
önceki gün deseniz/istesem de anımsayamam




orta anadolunun ortası
sultandağları’nın zirvesi
Kafadağının etekleri
bir Anadolu kasabası
o zamanlar küçük ve yoksul
deştiğin / köyüm

evimiz öyle bir konumda ki
kafadağı sürekli karşımızda
kudret tablosu
bizden biri
gün doğmadan kalkan onu görür
güneşi doğuran o sanırdı

.
yamacına yaslandığımız Osmanyeri yutar
güneşi ağır / ağır her akşam
köyüm karanlıklara boğulurken
işi bitmemişlere son ışıkları
kafadağının tepeleri yollardı

köylünün dilindeki adı kiriş
atlasta Kafadağı,vakarlı mı vakarlı
yerinde durur durmasına da,
tekin durmazdı





felçli nineme bekçi bırakıldığımda
ihtiyar gündüz uykusuna dalıp/ dalıp gittiğinde
aralıksız gözlerdim, incelerdim
ister istemez /.gönülgönülsüz
orasını bir nesneye / burasını başka şeylere benzetirdim.


o kadar çok şeye benzerdi ki…
gündüz başka, gece başka,
ülkerlerle /teraziler çıktığında başka,
yıldızların cılız ışıkları tepelerinde erirdi
aydınlığı gece boyu koynunda saklar
sabah bize geri verirdi




ışığına göre değişirdi yeşili
patikalarında yürüyenleri görürdü
keskin, taze gözlerim.
her sese duyarlı kulaklarım, yamaçlardan
derelerden birbirine ünleyenleri duyardı
Her an ,her saat,her gün
her mevsim başka bir kılıkta
süslenip püslenmekten bıkmazdı
usanmazdı

her gönülde fetihler uyandırır
aşüfteliğinden taviz vermezdi
mevsim yazmış, kışmış fark etmez
cazibesi biteviye
‘gel çık üstüme
gir içime/ormanıma
suyuma
ille/ille bir şekilde
dokun bana/derdi
çocuklara başka
yaşlılara başka cilveleri vardı
istemeden de yürek yakardı

gerdanından albenisini
hiç bir büyücü çekip alamadı
hali hazırda
ya da ben fark etmedim
ufak tefek değişimin dışında
benim gibi
yaşlandığını da

serin kocapınar’ına bir şeyler olmuş
kasabanın içme suyuna mı katmışlar ne
bir de az biraz yaban hayvanlarına olmuş olan
yıllardır ayı görülmüyormuş

baharlarda saldırgan olur
sanırdınız
’Ya gel sev, sevindir
ya ben gelirim bak
beklemediğin anda’,der
bakanlara rüşvet teklif eder
şantaj yapardı

Gerçekten adına yaraşırdı görünüşü
kafa gibiydi
ama kel kafa
alnına kadar meşe
çam,makiydi
sonrası ekenekti
o zamanlar ekindi

Bana göre sol böğründe
kendine göre sağ
göğsünde bir kitle vardı
her zaman diri /canlar alırdı
bedeni
hangi renge boyanırsa boyansın
orası beyaz kalırdı


annem rahmetli,o vakit
tabii
otuzlu yaşlarında bir köy dilberi.
Başı takkeli
arakçınlı/tepelikli
alnı yalan altın kemerli
zülüfleri ,kakülleri taralı
gerçek gümüş takılı
dar alınlı
kare yüzünün nur-u on dörtlük aydı
kaşlar kudretten siyahsiyah
gerili iki yaydı
kirpikler uzun/göz akı cennet incisi
karası çakır / gözbebeği,gönül mermisi
ağız tam da yüze göre / muttasıl
ince dudakları al aldı
her zaman saygılı / gülümsemeye nazır
hakık renkli /yanaklar gül pembesi
gamzeleri gülmese de belli
tırnakları düzgün / kına kırmızı
canlı / canlı
eller her işe hünerli
ince parmakarı birbirine ekli
oklava yuvarlıyor,yufka yapıyor
azı buğday çoğu çavdar unlu
esmer ekmekli


Sabah/ sabah
mahalleyi almış bir mis koku
erken/erken
taze bir gelin/işine giderken
hanaya çıkıp teklifsiz
kapı çalmadan ekmek istedi

bi sıcağını alayım
ahiretlik
ayıbına gitmesin
burnuma kokusu gitti
kız
emzikliyim
zamansız sütüm kesilmesin



Al al
iki al,üç al kız
Allah aşkına
kız al, allasen
sende görür biri / canı çeker
verirsin
sevap olur
Ama içine koyacak katığım yok
Akşamdan kalma pilavdan başka
yok yoksulluk senin eve girmesin
dürünür müsün
getireyim mi
çekinme Allah aşkına
ha
yer misin
-
-
yok kız aman
azığım eşekte
heybede
benimkisi boğasaklık
eşekte gitti, öküzde
şimdi bi yerlere sarkacaklar
Allah korusun
başıma iş açacaklar


hadi
Allah bereketini versin
ben gideyim
sana kolay gelsin
aman helal et
Allah aşkına,emzikliyim dedim
enişteye de söyle
güvendim de yedim


Git kız.
helâl olsun.
Güle/ güle .
sıcak almanın helâlliği mi olurmuş
ümmet-i Muhammed değil miyiz
kocamın teri var da içinde benim yok mu.
ben helal ettim işte
git
uğurlar ola

Koşa/ koşa indi genç kadın
tahta kemerli/ sandık sekiyi
Annem ünledi ardı sıra
yavaş ol kız emine/düşmeyesin
Allah mustahakını versin



kazasız indi
şükür
koltuk kapısının açılışından
gürültülü kapanışından anladık
huylandı annem
Hay hortlamayası
kapıyı nasıl da çarptı
milleti erken uyandıracak/dedi

…….

Haceli;
şu odunları beri ver oğlum.
geç kaldık/çocuklar uyanacak
şimdi
davar da çıkacak

…….

Senitle, oklava yine savaşa girdi
vurmalı çalgılar gibi
............................
ah be anam
elli yıl sonra o günlere ağlayacağım
şimdi
sen öte yandan beni görür / duyar mısın.
aynen böyle olmuştu değil mi
hatırlar mısın

izninle anam
sözü senet
mekanı cennet anam
ben şimdi senin öteye geçtiğin yaşa yaklaştım
gözüm de, gönlüm de ezik
gidip yüzümü yıkamam lazım
boğazımdaki düğümleri çözmem lazım
sahi kız ana
seninle yeniden halelleşmem lazım
varsa içinde bana karşı bir şey
hani sen umdun da ben veremedim
veya gevşeklik edip hatırını güdemedim
aceleye getirip herhangi bir veda da
mübarek elini öpemedim
olur ya

hakkını helal et
ana /ne olur

emzirdiğin sütün hakkına
soğuk kış günleri çat ayazda
kar, tipi zahmetlerle getirip içirdiğin,yuğduğun
her kusuru arındıran sular hatırına
sarıp kucakladığın,öpüp kokladığın babam için
on yıl baktığın felçli kaynanan
hatırladıkça iç geçirdiğin
’büyük adamdı, kıymetini bilemedik’ dediğin
kocerif hatırına
affet ana
lütfen
..................................

..yordum mu anam seni
niye yetsin dedin şimdi
daha,koyup gittiğin bunca kardeşimi şefaatçi yapacağım
Hakkını helal et ana
yoksa ettin mi
anaaa

Bu hikaye bugün bitmez anam
ama olsun
Seni canımda yeniden yaşadım ya
bir kere daha helalleştik ya
Şükürler olsun rabbim
anam rahmetine emanet
onu cennetlerin en alasına çıkar
habibinle komşu yap canım anamı
babamı da yanına ver
o beni affetti sen de lütfet
keremini göster

Anne biliyor musun
dayımdaki
sendeki şeker hastalığı bende şimdi
aynen senin gibi
durup dururken ayaklarım donar
bir de bakmışsın cayır /cayır yanar
olmadık zamanda terlerim
terim sırtımda soğur da
aynı senin gibi midem ekşir
geğiririm
ister istemez mahcup olurum, çora çocuğa

Neyse
şimdi ben anlatayım sen onayla
yanılırsam düzelt
şu hikayeyi bitirelim

belki bir ana okur
solmuş gülleri hatırlar
belki bir oğul okur benim gibi / gafil
değer bilmez /tokur
sağlığında yapmadığı hizmetin mahcubu
bir kabir ziyareti yapar
fatiha okur


ana
o gün ayı kamillere göndermiştin
pişirgeç almaya
hatırla
ninenin elini öpmeyi unutma
o seni çok sever
ad aldığını görmüş gibi sevinir, demiştin
kirişin ağustostaki ak yamacını sormuştum sana
hem ekmek eyleyip, hem anlatmıştın

ana kirişin bura bakan yanı niye hep ak
apak
niye yeşil olmaz ,sararmaz hiç
ak durur,deyince


Allah iyiliğini versin oğul
O,’ kar’dır,demiştin
hiç duymadın mı
kocaman oldun
orası kar yatağı
yaz kış kirişin kar’ı kalkmaz
o kadarcık yerinden de olsa
ondan kafa dağı demişler
insan başı ğibi
az da olsa karlı kaldığından


insanların başı karlı mı
saçı akları mı diyorsun

Yok be kuzum
o değil
neyse büyüyünce anlarsın

Nasıl yani

Büyüyünce dedim ya
şu eğsiyi sacın altına sür
dikkat et elini ateşe atma
Bir de çok konuşup beni lafa tutma

Tamam,tutmam
…………….

Emminlerin ayran nasıl soğuk olur da bizimki ılık biliyor musun

Nasıl

emmin kar getirir oradan
mendil / mendil
ayranı karla soğuturlar
yetmişlere eresi /yirmi torun göresi
baban
hiç bize soğuk ayran içirmez
niye bilir misin
oralara gitmez de ondan
vaktiyle çok getirmiş ya,çobanken
biz bi bile görmedik

Babam oralara niye gitmez

görmüyor musun ne kadar uzak
ora işi düşen gider
kar almaya gidilmez

Ana o gittiğim evdeki nine benim essah ninem mi
Bi çocuğun kaç ninesi olur ki
Fatma ninem
Sultan ninem

O senin babanın halası
yaşlı kadınlara herkes nine der
bilmiyor musun
öz olması şart değil

O nine, sultan ninemden yaşlı kız ana
elleri bi kemik bi damar

Eskidir tabii
o kadın yüz yaşında

Yüz yaşında mı,vay

Evet öyleymiş
tamı tamına yüz üç yaşındaymış

.
Nasıl bu kadar yaşamış kız ana
hastada değil
düven sürüyor sabahın köründe

Sürer /sürer
düven de sürer başka işte yapar
sen ona varınca ne dedi sana
şu odunu ver bakayım bana
siniyi de öte çek
Bitirdik maşallah
az kaldı hamur bitti bitecek


Ömür Haceli’m ömür dedi

Ayrılırken ne dedi

ömür oğul ömür
annene selam söyle
işi bitince pişirgeç’i versin
al da gel
ömür kuzum ömür,dedi.

O hep öyle der
üç lafının ikisi ömür
o yüzden de ömürlü
baksana

Ana

Ne var

Bende ömür desem olur mu

Olur tabi

Ama ben daha çocuğum

Olsun

Ana

Yine ne var
ekmeği yaktıracan bana
sonra da oklavayı yiyecen

Sen de babam da çok ömür deyin

Olur
çok yaşayınca ne olacakmış bakayım
dünyaya kazık mı çakacaz

Ben de ağamda öksüz olmayız

Aman kuzum, ciğerim benim
korkma.
gel bakayım kucağıma

İnşallah sende ağan da kardeşlerin de hiç bile öksüz kalmazsınız
canım rabbim /kuzularımı anasız babasız bırakma
sabahlar hürmetine.
amin
amin allahım,amin
cümle ümmet-i Muhammed evladıyla birlikte
-
O günkü gibi bir daha kucaklamadı
anam benim
hiç fırsat bulamadı
işten güçten
arka arkaya doğan altı kardeşten bana sıra gelmedi
Ne zaman sürtünsem
hadi oradan
ana kucağı bebeleredir
sen koca tosun oldun, derdi

sen ineklerin tosun emzirdiğini gördün mü hiç

Görmedim tabi/ama
kardeşlerimin doyduğu o cennet meyveleri de
ana sıcağını da unutmadım
unutamadım

atmış yaşımdayım
şimdi
bu yaşta bile
anasızlığıma yanarım

kafadağını,ibrem deresini
karabet’i,sivriyi,sorkunu,kütüklüyü
çamurluyu velhasıl her yerini
sılam,anamı andıkça seni
çarıkla dolaştığım her köşeni hatırlarım.

reçine kokulu havanı
patatesini,fasulyeni ararım

pırıl / pırıl derelerini
soğuk pınarlarını
deştiğin
dedelerimin ebedi yatağı
genlerimin toprağı
köyüm/köyüm /köyüm
vatanım
asıl canım


13 06 007/Alanya

Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 
Ömür anam ömür Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Ömür anam ömür şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Ömür anam ömür şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
kaderimol
kaderimol, @kaderimol
2.9.2007 03:44:19
Tebrikler
sevğiler
mutlu kal
azzeki
azzeki, @azzeki
2.9.2007 01:02:56
"Ömür"sünüz Haceli Abi...Bu şiir nasıl şiir? İçinde felsefe var, tarih var, anadolu var, irfan var, Rahmetli babaannem Miyase Kadın, bibim Elif Kadın, bizim köyün kuşluk vakti, dağlarımızın külek külek karı,rüyalarımız, hayallerimiz ilahir...ne ararsan var..Adeta zamanı bir kalıpta dondurmuş ve güzellikler ilave ederek servise sunmuş gibisin.İlk kez bu kadar uzun bir şiiri yüksünmeden, bitmesinden endişe ederek okudum, büyük keyif aldım...Allah kalemini ve ışıklı kalbini nazarlardan korusun...Hürmet ve takdir duygularımla...Selamlar...
irfankocak
irfankocak, @irfankocak
1.9.2007 23:55:39
İşte duygu diye buna dense gerek....Çok güzel bir anlatım.Sade ve içten.TEBRİK EDERİM..
CeydaGork
CeydaGork, @ceydagork34
1.9.2007 23:08:03


hocam bu destansı emeğinize teşekkürler..gönlünüze sağlık...kaf dağlarının mis rüzgarını soluttunuz....
yeşilinde kaybolduk
nenemize misafir olduk...dinledik serencamı...

saygım sevgim ve selam ile...AŞK daim olsun...cg
papatyaca
papatyaca, @papatyaca
1.9.2007 22:24:23
Hatirlanmaya dair ne varsa hatir da ögretmenim,ömrünüze bereket,yürege saglik...sevgilerimle..
fikretmalkoc
fikretmalkoc, @fikretmalkoc
1.9.2007 21:37:11
hocam uzun oldu biraz ama okumaya değdi eline kalemine sağlık....
Zümrüt Kul Hasani
Zümrüt Kul Hasani, @hasanbelek
1.9.2007 21:21:37
Ömür anam ömür
.








ihtiyar dünyamız bin dokuz yüzleri
onunda ellilerini yaşıyormuş meğer
bense henüz, altılarımı yedilerimi

anlatmak istediğim bire bir yaşanmış
öyküm
bu gün gibi aklımda
çocukluk hafızam ne temizmiş
bugünkü ne kadar kirli
o sabi sübyan çağlarımdan
istesem kitaplar dolusu yazabilirim
hepsi yaşanmış / ayan beyan….
ama dün ne yedin diye sormayın
çünkü zorlansam belki
önceki gün deseniz/istesem de anımsayamam




orta anadolunun ortası
sultandağları’nın zirvesi
Kafadağının etekleri
bir Anadolu kasabası
o zamanlar küçük ve yoksul
deştiğin / köyüm

evimiz öyle bir konumda ki
kafadağı sürekli karşımızda
kudret tablosu
bizden biri
gün doğmadan kalkan onu görür
güneşi doğuran o sanırdı

.
yamacına yaslandığımız Osmanyeri yutar
güneşi ağır / ağır her akşam
köyüm karanlıklara boğulurken
işi bitmemişlere son ışıkları
kafadağının tepeleri yollardı

köylünün dilindeki adı kiriş
atlasta Kafadağı,vakarlı mı vakarlı
yerinde durur durmasına da,
tekin durmazdı





felçli nineme bekçi bırakıldığımda
ihtiyar gündüz uykusuna dalıp/ dalıp gittiğinde
aralıksız gözlerdim, incelerdim
ister istemez /.gönüllü gönülsüz
orasını bir nesneye / burasını başka şeylere benzetirdim.


o kadar çok şeye benzerdi ki…
gündüz başka, gece başka,
ülkerlerle /teraziler çıktığında başka,
yıldızların cılız ışıkları tepelerinde erirdi
aydınlığı gece boyu koynunda saklar
sabah bize geri verirdi




ışığına göre değişirdi yeşili
patikalarında yürüyenleri görürdü
keskin, taze gözlerim.
her sese duyarlı kulaklarım, yamaçlardan
derelerden birbirine ünleyenleri duyardı
Her an ,her saat,her gün
her mevsim başka bir kılıkta
süslenip püslenmekten bıkmazdı
usanmazdı

her gönülde fetihler uyandırır
aşüfteliğinden taviz vermezdi
mevsim yazmış, kışmış fark etmez
cazibesi biteviye
‘gel çık üstüme
gir içime/ormanıma
suyuma
ille/ille bir şekilde
dokun bana/derdi
çocuklara başka
yaşlılara başka cilveleri vardı
istemeden de yürek yakardı

gerdanından albenisini
hiç bir büyücü çekip alamadı
hali hazırda
ya da ben fark etmedim
ufak tefek değişimin dışında
benim gibi
yaşlandığını da

serin kocapınar’ına bir şeyler olmuş
kasabanın içme suyuna mı katmışlar ne
bir de az biraz yaban hayvanlarına olmuş olan
yıllardır ayı görülmüyormuş

baharlarda saldırgan olur
sanırdınız
’Ya gel sev, sevindir
ya ben gelirim bak
beklemediğin anda’,der
bakanlara rüşvet teklif eder
şantaj yapardı

Gerçekten adına yaraşırdı görünüşü
kafa gibiydi
ama kel kafa
alnına kadar meşe
çam,makiydi
sonrası ekenekti
o zamanlar ekindi

Bana göre sol böğründe
kendine göre sağ
göğsünde bir kitle vardı
her zaman diri /canlar alırdı
bedeni
hangi renge boyanırsa boyansın
orası beyaz kalırdı


annem rahmetli,o vakit
tabii
otuzlu yaşlarında bir köy dilberi.
Başı takkeli
arakçınlı/tepelikli
alnı yalan altın kemerli
zülüfleri ,kakülleri taralı
gerçek gümüş takılı
dar alınlı
kare yüzünün nur-u on dörtlük aydı
kaşlar kudretten siyah mı siyah
gerili iki yaydı
kirpikler uzun/göz akı cennet incisi
karası çakır / gözbebeği,gönül mermisi
ağız tam da yüze göre / muttasıl
ince dudakları al aldı
her zaman saygılı / gülümsemeye nazır
hakık renkli /yanaklar gül pembesi
gamzeleri gülmese de belli
tırnakları düzgün / kına kırmızısı
canlı / canlı
eller her işe hünerli
ince parmakarı birbirine ekli
oklava yuvarlıyor,yufka yapıyor
azı buğday çoğu çavdar unlu
esmer ekmekli


Sabah/ sabah
mahalleyi almış bir mis koku
erken/erken
taze bir gelin/işine giderken
hanaya çıkıp teklifsiz
kapı çalmadan ekmek istedi

bi sıcağını alayım
ahiretlik
ayıbına gitmesin
burnuma kokusu gitti
kız
emzikliyim
zamansız sütüm kesilmesin



Al al
iki al,üç al kız
Allah aşkına
kız al, allasen
sende görür biri / canı çeker
verirsin
sevap olur
Ama içine koyacak katığım yok
Akşamdan kalma pilavdan başka
yok yoksulluk senin eve girmesin
dürünür müsün
getireyim mi
çekinme Allah aşkına
ha
yer misin
-
-
yok kız aman
azığım eşekte
heybede
benimkisi boğasaklık
eşekte gitti, öküzde
şimdi bi yerlere sarkacaklar
Allah korusun
başıma iş açacaklar


hadi
Allah bereketini versin
ben gideyim
sana kolay gelsin
aman helal et
Allah aşkına,emzikliyim dedim
enişteye de söyle
güvendim de yedim


Git kız.
helâl olsun.
Güle/ güle .
sıcak almanın helâlliği mi olurmuş
ümmet-i Muhammed değil miyiz
kocamın teri var da içinde benim yok mu.
ben helal ettim işte
git
uğurlar ola

Koşa/ koşa indi genç kadın
tahta kemerli/ sandık sekiyi
Annem ünledi ardı sıra
yavaş ol kız emine/düşmeyesin
Allah mustahakını versin



kazasız indi
şükür
koltuk kapısının açılışından
gürültülü kapanışından anladık
huylandı annem
Hay hortlamayası
kapıyı nasıl da çarptı
milleti erken uyandıracak/dedi

…….

Haceli;
şu odunları beri ver oğlum.
geç kaldık/çocuklar uyanacak
şimdi
davar da çıkacak

…….

Senitle, oklava yine savaşa girdi
vurmalı çalgılar gibi
............................
ah be anam
elli yıl sonra o günlere ağlayacağım
şimdi
sen öte yandan beni görür / duyar mısın.
aynen böyle olmuştu değil mi
hatırlar mısın

izninle anam
sözü senet
mekanı cennet anam
ben şimdi senin öteye geçtiğin yaşa yaklaştım
gözüm de, gönlüm de ezik
gidip yüzümü yıkamam lazım
boğazımdaki düğümleri çözmem lazım
sahi kız ana
seninle yeniden halelleşmem lazım
varsa içinde bana karşı bir şey
hani sen umdun da ben veremedim
veya gevşeklik edip hatırını güdemedim
aceleye getirip herhangi bir veda da
mübarek elini öpemedim
olur ya

hakkını helal et
ana /ne olur

emzirdiğin sütün hakkına
soğuk kış günleri çat ayazda
kar, tipi zahmetlerle getirip içirdiğin,yuğduğun
her kusuru arındıran sular hatırına
sarıp kucakladığın,öpüp kokladığın babam için
on yıl baktığın felçli kaynanan
hatırladıkça iç geçirdiğin
’büyük adamdı, kıymetini bilemedik’ dediğin
kocerif hatırına
affet ana
lütfen
..................................

..yordum mu anam seni
niye yetsin dedin şimdi
daha,koyup gittiğin bunca kardeşimi şefaatçi yapacağım
Hakkını helal et ana
yoksa ettin mi
anaaa

Bu hikaye bugün bitmez anam
ama olsun
Seni canımda yeniden yaşadım ya
bir kere daha helalleştik ya
Şükürler olsun rabbim
anam rahmetine emanet
onu cennetlerin en alasına çıkar
habibinle komşu yap canım anamı
babamı da yanına ver
o beni affetti sen de lütfet
keremini göster

Anne biliyor musun
dayımdaki
sendeki şeker hastalığı bende şimdi
aynen senin gibi
durup dururken ayaklarım donar
bir de bakmışsın cayır /cayır yanar
olmadık zamanda terlerim
terim sırtımda soğur da
aynı senin gibi midem ekşir
geğiririm
ister istemez mahcup olurum, çora çocuğa

Neyse
şimdi ben anlatayım sen onayla
yanılırsam düzelt
şu hikayeyi bitirelim

belki bir ana okur
solmuş gülleri hatırlar
belki bir oğul okur benim gibi / gafil
değer bilmez /tokur
sağlığında yapmadığı hizmetin mahcubu
bir kabir ziyareti yapar
fatiha okur


ana
o gün ayı kamillere göndermiştin
pişirgeç almaya
hatırla
ninenin elini öpmeyi unutma
o seni çok sever
ad aldığını görmüş gibi sevinir, demiştin
kirişin ağustostaki ak yamacını sormuştum sana
hem ekmek eyleyip, hem anlatmıştın

ana kirişin bura bakan yanı niye hep ak
apak
niye yeşil olmaz ,sararmaz hiç
ak durur,deyince


Allah iyiliğini versin oğul
O,’ kar’dır,demiştin
hiç duymadın mı
kocaman oldun
orası kar yatağı
yaz kış kirişin kar’ı kalkmaz
o kadarcık yerinden de olsa
ondan kafa dağı demişler
insan başı ğibi
az da olsa karlı kaldığından


insanların başı karlı mı
saçı akları mı diyorsun

Yok be kuzum
o değil
neyse büyüyünce anlarsın

Nasıl yani

Büyüyünce dedim ya
şu eğsiyi sacın altına sür
dikkat et elini ateşe atma
Bir de çok konuşup beni lafa tutma

Tamam,tutmam
…………….

Emminlerin ayran nasıl soğuk olur da bizimki ılık biliyor musun

Nasıl

emmin kar getirir oradan
mendil / mendil
ayranı karla soğuturlar
yetmişlere eresi /yirmi torun göresi
baban
hiç bize soğuk ayran içirmez
niye bilir misin
oralara gitmez de ondan
vaktiyle çok getirmiş ya,çobanken
biz bi bile görmedik

Babam oralara niye gitmez

görmüyor musun ne kadar uzak
ora işi düşen gider
kar almaya gidilmez

Ana o gittiğim evdeki nine benim essah ninem mi
Bi çocuğun kaç ninesi olur ki
Fatma ninem
Sultan ninem

O senin babanın halası
yaşlı kadınlara herkes nine der
bilmiyor musun
öz olması şart değil

O nine, sultan ninemden yaşlı kız ana
elleri bi kemik bi damar

Eskidir tabii
o kadın yüz yaşında

Yüz yaşında mı,vay

Evet öyleymiş
tamı tamına yüz üç yaşındaymış

.
Nasıl bu kadar yaşamış kız ana
hastada değil
düven sürüyor sabahın köründe

Sürer /sürer
düven de sürer başka işte yapar
sen ona varınca ne dedi sana
şu odunu ver bakayım bana
siniyi de öte çek
Bitirdik maşallah
az kaldı hamur bitti bitecek


Ömür Haceli’m ömür dedi

Ayrılırken ne dedi

ömür oğul ömür
annene selam söyle
işi bitince pişirgeç’i versin
al da gel
ömür kuzum ömür,dedi.

O hep öyle der
üç lafının ikisi ömür
o yüzden de ömürlü
baksana

Ana

Ne var

Bende ömür desem olur mu

Olur tabi

Ama ben daha çocuğum

Olsun

Ana

Yine ne var
ekmeği yaktıracan bana
sonra da oklavayı yiyecen

Sen de babam da çok ömür deyin

Olur
çok yaşayınca ne olacakmış bakayım
dünyaya kazık mı çakacaz

Ben de ağamda öksüz olmayız

Aman kuzum, ciğerim benim
korkma.
gel bakayım kucağıma

İnşallah sende ağan da kardeşlerin de hiç bile öksüz kalmazsınız
canım rabbim /kuzularımı anasız babasız bırakma
sabahlar hürmetine.
amin
amin allahım,amin
cümle ümmet-i Muhammed evladıyla birlikte
-
O günkü gibi bir daha kucaklamadı
anam benim
hiç fırsat bulamadı
işten güçten
arka arkaya doğan altı kardeşten bana sıra gelmedi
Ne zaman sürtünsem
hadi oradan
ana kucağı bebeleredir
sen koca tosun oldun, derdi

sen ineklerin tosun emzirdiğini gördün mü hiç

Görmedim tabi/ama
kardeşlerimin doyduğu o cennet meyveleri de
ana sıcağını da unutmadım
unutamadım

atmış yaşımdayım
şimdi
bu yaşta bile
anasızlığıma yanarım

kafadağını,ibrem deresini
karabet’i,sivriyi,sorkunu,kütüklüyü
çamurluyu velhasıl her yerini
sılam,anamı andıkça seni
çarıkla dolaştığım her köşeni hatırlarım.

reçine kokulu havanı
patatesini,fasulyeni ararım

pırıl / pırıl derelerini
soğuk pınarlarını
deştiğin
dedelerimin ebedi yatağı
genlerimin toprağı
köyüm/köyüm /köyüm
vatanım
asıl canım


13 06 007/Alanya
DEĞERLİ HOCAM,YÜREĞİNİZE SAĞLIK.KUTLARIM.SEVGİLERİMLE...
Blackless
Blackless, @blackless
1.9.2007 21:18:57
Okudum şiiri :) yada hayatı demek lazım

neresini kopyalayıp yapıştırmalı ki her kısmı ayrı bir tad ama bir kısmı vardı ki gözlerimi doldurdu
hakkını helal et
ana /ne olur

emzirdiğin sütün hakkına
soğuk kış günleri çat ayazda
kar, tipi zahmetlerle getirip içirdiğin,yuğduğun
her kusuru arındıran sular hatırına
sarıp kucakladığın,öpüp kokladığın babam için
on yıl baktığın felçli kaynanan
hatırladıkça iç geçirdiğin
’büyük adamdı, kıymetini bilemedik’ dediğin
kocerif hatırına
affet ana

Eminim etmiştir hocam .

Allah uzun versin size ve sevdiklerinize

sevgiyle ve sağlıcakla
AttilaYekta
AttilaYekta, @attilayekta
1.9.2007 21:15:48
Hocam,beni ağlattınız...
Annesini bu kadar içtenlikle anlatabilmesi için,
kişin gerçekten de yiğit olması lazım...
Asalet diye buna denir...
İnsanını coğrafyasıyla etle kemik gibi
bütünleştiren,yurt sevgisini
millet sevgisini bu kadar güzel anlatan
şiire kolay rastlanmıyor...
Selam,sevgi ve saygılarımla sayın hocam...
cinitas
cinitas, @cinitas
1.9.2007 20:54:36
EMEĞİNE SAĞLIK HOCAM TEBRİKLER VE SAYGILAR
Makberî  - Ahmet Akkoyun
Makberî - Ahmet Akkoyun, @makber-ahmetakkoyun
1.9.2007 20:48:31
reçine kokulu havanı
patatesini,fasulyeni ararım

pırıl / pırıl derelerini
soğuk pınarlarını
deştiğin
dedelerimin ebedi yatağı
genlerimin toprağı
köyüm/köyüm /köyüm
vatanım
asıl canım

baştan sona güzel ve akcı bir şiir meydana gelmiş tebrikler değerli gönül dostu selamlarımla
berguzar31
berguzar31, @berguzar31
1.9.2007 20:28:12
söze hacet yok...tam puan
isranur
isranur, @isranur
1.9.2007 20:20:58
Yüreğinize sağlık hocam..uzun ama akıcı ve içten...Çok güzeldi...kutlarım.saygılarımla...
gamar
gamar, @gamar
1.9.2007 20:01:13

Allah
müstahakkını versin hocam

sanki beni anlatmış dediğim
bin bir emekle yazılmış
güzel şiirinizi okudum
şiirleriniz bereketli olsun
ömrünüz uzun olsun

hakkınızı helal edin

kaleminiz güçlü kalsın
yüreğinize ömürlü olsun

kutlarım
saygılarımı sunarım
Blackless
Blackless, @blackless
1.9.2007 19:16:14
Hocam yeminle başladım okumaya :))
Da... bitmeyince şaşırdım bu ne uzun şiir :)

Kopyalayıp alıyorum

sevgiyle
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL