İçinde sen olmayan, eksik bir hikâyeyim şimdi,
Öylesine yorgun, öylesine bıkmış,
Bitmek isteyen bir yolculuğum,
Yolunu kaybetmiş…

Dolaşmışım o dil senin, bu yürek benim,
Nice aşkın kanıyla kirli ellerim,
Dolaşmışım ki sorma,
Sanki kördüğüm hayallerim…

Ne vazgeçilecek bir delilik kalmış,
Ne aldatılacak bir yalan,
Bir deli yalnızlığım, bir gözlerin,
Bir de sigaram yanımdan hiç ayrılmayan…

İçi senle doldurulmuş, yanık bir türküyüm şimdi,
Söylene söylene ölüyorum,
Tutuşmak isteyen bir köz gibi,
Rüzgâr gezdirdikçe kokunu tenimde,
Bir adım daha tükeniyorum…

Günler geçiyor, güllerim soluyor,
Yaşlandıkça gözlerim,
Bir ömür daha yaşlanıyorum…
Her batan güneşe,
Sensiz bir gün daha borçlanıyorum…

İçinde sen olmayan eksik bir hikâyede yaşıyorum,
İçi senle doldurulmuş yanık bir türkü söyleniyor,
Hikâyeler (ömürler) bitiyor, türküler (gönüller) susuyor,
Bense hala seni seviyorum…