16
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
1340
Okunma

muhtemel bir sürgün bu
geç kalmış bir özgürlük
ateş çemberinden yün giyinip atlamak
ya da
kıyasıya ayrılmak tekdüzelikten-teyet geçip aşkı
adı ne bilmiyorum
diş minelerimde pis bir sızı
tropikal iklimlerin tam ortası
kaypak hislerle düello vaktine ısınıyorum
dudağımda şimşek ısırığı
yağmur yağarken ter boşalıyor tenimden
umut diye tezgaha koyduklarımda
çürük bir vişne tadı
zulamda son bir yarım sigara
ve ellerime sinen iğrenç kokusu
bırakın demek geliyor içimden
bırakın midem bulanıyor ademden çaldığınız o pembe yüzden
hani
anlaşmamız böyle değildi sözleşmiştim iyilik meleğinizle
müsade etmediniz
yolayım saçını başını –zamanın-
tüküreyim suratına
sahte mutluluk satıcılarının
sonra bin yıl susayım
susayım belini kıramadığım iki lafın ana avrat tarafına
zul geliyor
bir işaret parmağı yakınında olmak
ve kangrenden kesilmesi o parmağın
yaşıyor taklidi yapmak anneme
gep geniş bir şehvete
dar gelmek
bir yatak boşluğu kadar ..
şimdi..
sarılsam yıldızların sevgiyi anımsatan gözlerine
atılsam riyakarlığın cehenneminden
kürek kemiğimdeki üç kurşunu çıkarsa birisi
yularından tutabilsem
özgürlüğün..
deh etsem kötülüklere
diner mi yağmurun karın ağrısı?
Çiğdem Parlayüksel
5.0
95% (21)
4.0
5% (1)