1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1278
Okunma
Bir elinde yırtık torba
Bir elinde eski bir valiz
Başında kırmızı ibrişimle
Su taşı işlenmiş beyaz bir yazma
Oturmuş yapayalnız tahta masada
Dalgın bakışları çaresiz
Belki de bu gece son trenle
Çıkacak uzun yolculuğuna.
Sakin bir deniz gibi mavi gözleri
Küçücük ayağında derisi solmuş
Yeşilimsi temeni
Oyalarla süslenmiş entarisinin içinde
Hüzünlü duruşuyla sanki bir melek gibi
Saatine bakıyor
Kulağı rayların gıcırtısında
Acı bir düdük sesiyle kalkıyor yerinden
Ağır ağır yürüyor tren garına.
Dönüşü ne zaman olacak?
Bir daha görebilecek miyim kim bilir?
Hayat bu ya bilemez insan
Takvim belirsiz tarih belirsiz
Bugün burada yarın nerelerdeyiz?
Sabahın ışıklarını görecek miyiz?
Doya doya nefes alacak mıyız gün doğumunda?
Kaç mevsim sonra kesişir yollar?
Nerede ve ne zaman buluşur yorgun bakışlar?
Biter mi özlemler?
Biter mi birgün ayrılıklar?
Tren garında yaşanmadı mı bunca sevdalar?
Köz köz kavrulmadı mı yürekler?
Hadi gideceksen git artık tren
İstersen yüreğimide söküp al götür be tren.
Dumanı umuttur özleyen yüreklerde
Yürek burkulur duyduğu her düdük sesinde
Hüzünler kucaklaşır ayrılık ve kavuşmalarda sevinçle
Öper sarılır gidenler ağladıkça ağlar sevenler
Ne vakit yeniden kavuşuruz?Ne vakit buluşuruz? diye
Ah zalim tren
Yine gideceksin buralardan
Giderken yüreğimi de alıp götüreceksin
Hasretine hasretler ekleyeceksin.
2008.OSMAN ÖZTÜRK.
Taflan Mevsimi Şiir Kitabımdan.