3
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1893
Okunma

iki kat zülfüne el atmaya imkan var mıdır sevgili
senin ahdine de
fecr vakti yola çıkan seher yeline de dayanmaz yüreğim
aşkın eteğinde yüzlerce âşık kanıyla elde edildi
gece
gündüz tanrı kullarıyla savaşmaktan mitap düşen ruhum
can libâsı nedir ki yolunda yırtılmasın yâr
harabat bucakta
felek türkü çağırmakta
zaman
hilâli kadehin dönmesine niyetlendi
mihraba benzeyen kaşının büklümü ciğer kanıyla temizlemek mümkün mü?
gönlüm sabır orucuna durdu
riyâ hokkasını açıp
hokkabaz felekle oyuna girişti
âşık gel!
sazını şark perdesine düz de vuslat halvetine gir
ey gönül!
nasıl lale gibi kanla dolarsın
tengri için söyle ey dost
bu oyunda şah/mat oldum çıktım
o sevgili ki
yay kaşlı
ok gözlü
bendeniz’i bir sem’e çevirip
bir yakıp yandırdı ki
Marmara bile halime gözyaşı incilerini dökmekte
sümbul-i bulutlar bile feryada geldi
ey şehr-i İstanbul!
bir çaren varsa tam vakti
lûtfet!
zaman iştiyâk derdinden canıma kasdetmekte
üzüm kızılı akşam vuslata erişirken
Kız kulesi müjde ver!
yüreğim sazın perdelerine dokundu
vuslat gülümün goncası
yüzümü tokat atan lodos’a açıldı
bülbül de okka gül-ü râna’nın açılmasından şakırdadı
harabat pirimin aciz kuluyum
zemzemini yarım bir bakışla almaya imkan var mı ki yâr
herkes nakdi ayarını vuracak zamana ramak kala
yüreğim
alnına düşen zenci kölelerine ne güzel sarıldı
bayrama benzeyen cemâlin vefalıktla dolup
taştı
varlık sayfasında ism-i nâzımın varsa
ne şükreder
ne de şikayet eder bu gönül
gam tozu âşık’ın derdine derman olmakta
Moda koyuna doğru ilerleyen göz pınarımdan akan tuzlu suyu görmez mi ki
amber saçlı cancağızım
gözümden akan lâl kızılı gözyaşım ağlama duvarını sırılsıklam eyledi
Yusuf kokulu mintanı duydum
kıskanç kardeşler yırtmaya geliyor
adımları Kenan’ı sarsıyor
yüreğim
sana dua etmeye saf tuttu
Süleyman’ın hüthüdü
seba gülşeninde gül-ü râna getirdi küçük gagasında
murat ayında
gök bile emanet yükü çekemez oldu
sözün saçı
kalemle taranmaya başladığında
canım, dudağına feda eyledi
ruzigâr can gülüşünü dimağımıza bir adım yakınlaştırır diye
aşk tasımı meydana mesken bildi ruhum
gönlüm
zülfündeki büklümlere gitti gideli dönmemekte
keman kaşlarına karşı
ne oyun
ne şuhluklar yaptım
felek kulağına burkmuş bir kere sevgilinin
bendeniz’e kulak vermeme niyetinde
gönlümü hor görme cancağızım
rahmet yüklü bulutların feyzi
tuzlu suyum aden incisi gülbeşeker gönüllü yâr’im
şems
yine taşı lâl-i yakuta çevirmeye koyuldu
göz ucuyla öldürdüğün biçâre âşık yolunu gözlüyor
zülfünün kıvrımı yolumu kesmekteyken
ne bir adım geriye
ne bir adım ileriye atamıyorum ayağımı cancağızım
gordion
30/05/2011
5.0
100% (8)