24
Yorum
12
Beğeni
0,0
Puan
2948
Okunma

Her canlının tutunduğu kopmak istemediği bir dalı vardır, lâkin gün gelir kopar.Hiç tanımadığı bilmediği canlar ile yolu bir yerde kesişir…..istemeden aynı kaderi paylaşır.Genelde korktuğu değil hiç ummadığı hiç beklemediği bir düşmanı tarafından yenilir…
Yaşamanın bir kuralı yoktur.Çoğu kez esen rüzgârın yönü belli değildir…yine de hayata sıkı sımsıkı tutunmanız dileğimle…
YAPRAĞIN HİKAYESİ
“unut” dedi rüzgâr
uzaklara savurduğu yaprağa
anlamadı yaprak, savrulurken boşluğa
rüzgâr öfkeli hiddetli yine seslendi
“unut!”
“ unut gitsin ağacı”
“hatta kopup düştüğün dalı”
üşüdü yaprak
kuruyan damarlarına ılık bir sızı eşlik etti
oracıkta duran iri bir taşın ardına saklandı
rüzgârın deliren homurtularını işitirken
sessizce ağlıyordu…
ıslandı toprak
geçiyordu sarı karınca yorgun argın
sırtında kocaman başak tanesi
çırpındı debelendikçe çamura battı
...
bulut güneşi ardına atmış
keyfi yerinde, heybetli duruşu ormanlar kralına eş
çizgi film seyreden şımarık çocuk edasında
aşağıdaki dörtlüyü izliyordu
taş hâlâ yerinde ağır
korkudan acıdan kıvranan yaprak hâlâ ağlamakta
rüzgârsa aynı rüzgâr
çamur patinajı yapan karınca ise öfkeli…
….
bütün bunlar yaşanırken
aniden silkinen güneş
sıkıntılı havayı dağıttı
bulut kayboldu
rüzgâr kaçtı
tam oh!... diyecekken yaprak
gümbürtüyle sallanan yerinde irkildi
son olarak hatırladığı dev bir bacak
ve kırk iki numara lastik ayakkabı…
şiddetli tekmeyle savrulup gitti taş / uzaklara
bataklık mağduru karınca ezildi
yapraksa yere yapışan parçalarında dağınık
ağlayamıyordu artık…
ayşe uçar
25 /05 /2011