2
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1750
Okunma

Gül damlıyor pençesinden bir iblis-i menfurun!
Kan zanneder ne yazık
Topladığı sekeri, tatlı değil, hüsn-ü mücerred simasından.
Görememiş melun göz, hicabı yok Huda’dan.
Bilmiyorum, almıyor, anlamıyor;
Aciz kaldı havsalam.
Âlem-i hayvanatta yoktu böyle canavar.
İblis bile ar etti,
Daha da beter bu mel’un ondan
Nerede hayalleri, nerde kaldı rüyalar?
Bir karabasan oldu, gül cemalde soldular.
Dudağında tebessüm annesine hatıra…
Yüreğiyle gömüldü, gül kırmızı bir dünya
Hun oldu, zelil oldu bilesin, değen sana...
Yazasım gelmiyor, bir avuç gül yaprağı elimde.
Kim serpti yüreğime tohumunu hicranın,
Yanaşıp kuytuma sinsice...
Pençesinden gül damlıyor
Bilemez ki vicdansız, görmek için göz gerek.
Zannımca, kan kokan yüreğine oturmuş bir engerek
Korkar mısın yavrucağım
Usulca dokunsam ipek saçına?
Her telinde bin melek,
Her birinde binlerce muhteşem rayiha...
Kanatlandın belki de,
Onların gıptası inan ki yalnız sana.
Bir annen vardı gül yaprağım…
Şimdi binlerce anne yüreğine ekti seni.
Her hamlinde bir ananın,
Geleceksin sen geri...
Söyleyecek sözüm yok, gül kokun hep burnumda.
Sen varsın can çiçeğim, yavrusuna sarılan
Her annenin koynunda...
Zeynep Ünal
Not : yasaminin henüz baharina bile gelemeden, tomurcukken,anesinin kucagindan tarifsiz bir canilikle koparilan her gül yüzlü yavruya ve onlarin mahzun yürekli annelerine ithaf ediyorum....
5.0
100% (3)