1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1969
Okunma
dün bir mektup aldım nataşa dan
beni ganj a döktüklerini yazıyordu
sarıydı diyor ganj pirinç tanesi
bu sabah birden bire kızardı gülleri
göğsümü sarınca
uzak bahçelerin öksüz yüzü
sarmaşık elleri
banaras ta bir aşufte
gözlerime hançer sapladı
göz göze geldik bengal içinde
sen bunu biliyordun
ben bunu biliyordum ama
nataşa nın hançer dilleri
körfezin zil çalan eteklerinden
içime işliyordu
mektubu düşüyordu elimden
sitarın telleri kırmızı ağlıyor
sarıya çalıyor nehir boyunca kızlar
ganj ın sarı gülüşleri bundandır
benim içimden bir nataşa geçiyor
upuzun boylu allı yeşil çingene
bir nataşa geçiyor girdaplarında boğulduğum
hala bir nehir akıyor koynumda
ganj mı desem telli duvaklı
hızmalı gelin kızılırmak yavrusu
ve hala çıkmıyor yatağımdan kokusu
elim varmıyor yerdeki mektubuna
nevzat kırkpınar
04 / 70