2
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1709
Okunma

ıslak toprağı avuçladım
Marmara’nın mavi eteği vurarken Eminönü sahilinde
kalemim
küçük kızın rengarenk bolanları saldığı mekân
gönlüm sermest
şehr-i İstanbula kol kanat gelen yâr
geldim işte
kapındayım ey yâr
aç beyaz duvaklı 29 harfini
aç cancağızım
aç ki:
susuz vaveylarda bedenim
dudaklarımı dayayayım
zemzemini içeyim
gümüş pullara kara peçesine asan Boğaz göç eyleyip
koynunda bir sem bıraktı
gözü yaşlı alev
avuçlarında açan hüsnüyusuflar
kasımpatı
gelinciklerden
bir solukluk nefesini dar-ı acunma yontup
düştüm
kırıldım
yüreğim bin parçaya bölen gece karası gözlerin
ve
en kanamalı bakışında Kız kulesi.
iskeleye dayanmış sırtım
bitmek bilmeyen gece
en ıslak yanım
Marmara’nın maviliğini deşmekte
helvaya duran koruk masalına kurulu akrep ve yelkovan
Büyük Sahradaki yağmur
istiridyedeki inci en yakın yanıydı senin
kalemimi kaybettiğim can sızım
yongası düşen ekinin
tek umudu
tek hayatı sen can özüm
parşömen
ve
32 harf
hicran
Züleyha’nın alnına yazılmış koca bir yanılgıdayken
geldi Yusuf.......
vakit
Ay’ın sümbüle çalan yarısıdayken
Haydarpaşa vuslat provasında
bir solukluk s(b)ensiz nefesini zabtına geçirdi mavi tren
gecenin ayazı yüz çukurlarını savurmada
koca şehr-i İstanbul
kalemimin beli kırık satır aralarında
noktasız
sorusuz
ünlemsiz uzanır yaşların(m)la deştiğin yüreğim(n)de
saat durmuşna, herşey bitmiş gibi
sona yaklaşmış bir gece
susakalır sulh dibinde Haliç
velhasıl
beyaz perden taşımayı niyetlenirken Şemsi
senli cümlelerim pencerene döven yağmuru sırtlanıp
oyalanır seher yeli
geceyi gömer şehr-i İstanbul’un deliverenlerine
sesini yitirmiş bir rüzigâr selâda
Marmara’nın ayak ucunda
ıslak kirpiklerim düşer ayak uçlarına
birikmiş özlem yumağını
gri gökyüzüne asılı
ism-i nâzımın dudaklarıma mıhlanmış tek kelime
senli cümlelerin namlusundan
yüreğin cennet
yokluğun cehennem
bir yudum gülüşün ki can sızım
ölümsüzlük iksiri
vakit
göçe zorlanan küçük bir serçe
gözlerimin sessizliğinde
gordion
07/05/2011
5.0
100% (2)