9
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
1655
Okunma
/’Her zorba yapayalnızdır. Çünkü ona ihanet eden en yakın dostlarıdır.
Her zorba, zorbalığın kısır döngüsünde kendi yarattığı zorbalığına
ve baskı tekniğine yenik düşmeye yargılı ve yazgılıdır!..’/
(Zenon)
I
Hisleri sabıkalı ve yüreği burkulmuş bir orospudur hayat, ülkemin buruk bilançosunda!..
Hüznün, acının, açlığın, acımasızlığın hüküm sürdüğü bu kente bir isim bulamadım.
birine verdiğiniz sevgi size ansızın gözyaşı olarak geri döner...
Beni yalnızlığa ihbar eden kadınlar epilasyon yaparlar uzayan yalnızlıklarına
ve kasıklarına bir şehvet daha monte edip, sarılırlırlar porno-grafik hayallerine.
kırık aynalarda gecikmiş bir makyajla ikinci bir yüz tazelenir
aşklar linç edilir, masumiyet yanar
ve buz tutar heyecanlar!..
Hayatın taciz ettiği burjuvalar
ve uyuşturucu madde bağımlıları pahalı sürüklenişlerde..
/Saldırıda bulunulmadıkça kimse özgürlüğüne düşkün değildir
yalnızlığa hüküm giymeden kimse süpürmez kalabalığını./
Üstünde çok düşünülmüş, hunharca işlenmiş aşk cinayetlerinin
hafifletici sebepleri simsiyah gözyaşlarıdır
ve kim vurdu ya gitmiş sevinçleridir..
Herkesin borcu vardır oysa yollara, yolculuklara
gecikmiş adımlarla ödeyemezsiniz ... ödeyemezsiniz!..
II
Gitmeliyim;
yüzümde azarlanmış bir çocuk hüznüyle
ve kanayan parmak izlerimi hayatın kirli teninde bırakarak
Gitmeliyim
kınında paslanmış bir bıçak gibi...
bu şehrin arka sokaklarında sınır tanımaz delikanlılığım,
bıçakların saplarında adım kalacak...
çağdaş çarmıhlarda tenim kalacak
ne yerim ne de yurdum kalacak
Zulamda ısrarlı kederlerim
ve akşamın duldasında paramparça özlemlerim
hiçbir şeyin seni anımsatmadığı boşluklara bırakarak kendimi
acıların o kaygan zemininde koşarak, suretini yollara nakışlayarak
soluğumda çürümüş sevdalardan kendimi toplayarak gitmeliyim...
gitmeliyim!..
saçı okşanmamış yetim bir çocuk yazgısıyla...
ardımda batık şehirler ve bedeli peşin ödenmiş yenilgiler bırakarak
ayaklarımda yorgunluğu, yarası taze bir aşkın-
ve ceplerimde hayatın iç kanama şiirleri, sessizliğe dokunarak
ve aksayarak gitmeliyim...
gitmeliyim
çünkü, dokunmalarınız sızlatıyor yaralarımı...
anlamımı devralsın yollar, hep bilmediğim silik yüzünde zamana tanıklık ederek...
III
Bir pranga hoyratlığıyla yaşanırken sevgiler
kim bilir, bedenine kaç aşk daha gömülecek senin
kim bilir, kaç insan, kaç kez daha bedeninde kaybolmuş aşklarını arayacak!
(hiç şüphe yok ki, bir çocuğun ana rahmine düştüğü an da başlamıştır rastgele acısı)
ben acının tarihi ve uzun yürüyüşlerinin, çıplak ayaklarıyım
sesimin değdiği her yerden çığlıklar fışkıracak
ve ben bir kere daha söyleyeceğim o türküyü
bir kere daha...
bir kere daha...
ellerimi size bırakıyorum
ve yazgısı ertelenmez sevdalarda suçlanışlarımı
yaralı bilincimi, iğdiş edilmiş, tamir edilemez duyarlıklarımı!..
IV
/ve...
gitmeliyim!..
’soğuğa direnen avuçlarıma hohlar gibi ciğerlerimin sıcağını...’/
(Birdal ERDOĞMUŞ/2000)
5.0
100% (13)