5
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1445
Okunma
bana bir zaman ver, bu şehrin en çok sevdiğim yerinden
ister geceden olsun, ister gündüzden, ver işte bir yerden
yeter ki dünden olsun canımın içi, sadece dünden. . .
sana neden hep Pera’da bir sabahsın gibi baktım, bilmiyorum
yoksa geceden kalma aşkla dokulu, şarap kokulu teninden mi
bir çukur meyhanede sarhoşluğum olur gibi, çıkıp taş plaktan
yüreğime dolan o eski şarkının sözlerinden, yoksa sesinden mi
seni nasıl sevdim böyle, aristokrat şıklık ve bohem salaşlığımla
yokuş çıkan tramvay gibi son durakta, aldığım son nefesten mi
bilmiyorum. . . . .
.
.
,
bugün zaman sen ol, şehir bütün denizlerini yudumlasın
iskelen akşamın olsun, son vapurla sırılsıklam sabahlasın
yeter ki bugün olsun canımın içi, yarına kalmasın. . .
neden hep bir martı çığlığında ararım senin sesini, bilmiyorum
güvertedeki taze simit ve demli çay tadının, sensizliğinden mi
Boğaziçi’nin rüzgâr korusunda, gövdesine ismin yazılı o ağaçtan
bir martı kanadına saklanıp, esip gelirsin diye beklememden mi
seni nasıl sevdim, işte dört yanın deniz kız kulesi, geçip karşına
giydirip gelinliğini sırtına, sonsuz hasret gibi seyretmemden mi
bilmiyorum. . . . .
.
.
,
bana bir zaman ver, bu şehrin gün görmemiş toprağından
içinde resmim olsun, ıslansın yağacak senli yağmurlardan
yeter ki yarın olsun canımın içi, yarın ve sonrasından. . .
. . ,
Cevat Çeştepe
5.0
100% (9)