6
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1110
Okunma

yarım topuklar sızar bazen gecenin yorganına
o düş feneri mai su pınarları
yalaz sancılar gibi sarılır topuğundan
bombalar üşengeç yalanları
tutar saçlarından
kaçma!
nihayetsiz bulvarlardaki, maiyetsiz kırmızı çizgiler sildirir!
devrilir binalar
tedhişe uçar kuşların nidaları
sığdırıp cigaranın dumanına
alel acele bir sorgu daha
ve boğup camdan aşağıya...
sorma
sorma
çöp karıştıran çocuklar sokulurken uykuna...
ters güller şemsiyedir elinde
her şeye razı bir gün daha
ve doyurmaz
açlık bastırır asgari müşterek temaşa
ne kokusu benzer
ne ellerinin dokusuna
kaba yorgan dokunuşları
bakma
görme
kaybol işte
nihale gibi ne düşerse sus payına...
ama ölme!
lazımsın daha...
terkib_i bent doldurur
yaslı solgun karanfiller
saat başı alır götürür gong
emredin! paslı ve dolgun raptiyeler
evet
evet, bugün bu damardan!
sürülür yüzüne
kaynamış zerdeçal , ballı süt ada çayı
aklın bulanmış oysa
ki; kim vurmuş
kim tutmuş kuyruğundan uçurtmayı
muhtemel talihsiz bir takvim günüdür
salar yine inceden inceden içine façayı
ani bulutlar kaplar gökyüzünü
ve tutamaz göz yükünü!
en iyisi işte bu beş çayı!..
ToprağınSesi
.
5.0
100% (11)