38
Yorum
16
Beğeni
0,0
Puan
2914
Okunma

vakit elinde fırçası
turuncuya boyarken gökyüzünü
güneş son ışık kırıntılarını da toplar heybesine
birazdan gece karanlığın eşarbını takacak başına
elinde parlak tepsisi serpecek yıldızları…
bî-tâb düşmüş gözlerimin ince sızısı
kırkikindi yağmurları kadar bereketli / keder
hüznümün teline dokunsa bir kelime
binlerce inci mercân dökülecek ellerime
adımla bir yalnızlık
karanlık saatlerimin mutedil dostu
sen bile çekilmezsin bu akşam
öyle kalabalığım ki kendimle
uzun bir liste var elimde
özleyip de bulamadıklarım
bir bir kayıp...
can evimin iki gülü, annem babam
ve sevgili öğretmenim
hazan yaprakları gibi nice savrulanlar
hangi uzak diyarların bülbülüsünüz
gelmez hiç sesiniz buralara…
“özlemek kavuşmanın yarısı” diyenler
söylediğiniz koca bir yalan !
avutmaz artık söyledikleriniz
ne beni ne düşlerimi
bundan sonrası
ömrün sonbaharıdır
yeşillenmez kuruyan dallarım
bal tutmaz peteklerim
umutsuz bir bekleyiştir benimkisi
ufka düşen mor renklerin sönüşü kadar sakin
fısıltılar kadar sessiz...
ayşe uçar
28 /04 / 2011