14
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1850
Okunma

Sonsuz bir karanlığın içinde doğmuşum
Işığı ilk gördüğümde korkmuşum öyle anlatır anam
Çığlık çığlığa ağlamışım
Zamanla ışıkta yanmayı öğrendim
Bu kez karanlıktan korktum
Gün geldi sonsuz karanlığa gönderdim sevdiğimi
Ağladım hıçkırıklarım düğümlendi boğazımda
Hayatı siyah beyaz tanıdım hep
Grilerle yaşamadım eğri büğrü yolum olmadı
Yaşamayı öğrendim
En çöktüğüm anlarda
Ayakta kalıp doğumun ölümle arsındaki zamana yaşamak denirse
Her geçen günün hayattan çalınan anlarım olduğunu öğrendim
Ve inatla kafa tuttum hayata…
Zamanı öğrendim
Gâh zamanın gerisinde kalmış olsam da ben
Zamanla barışık yaşamayı öğrendim
O benimle barışık olmasa da.
Sevmeyi öğrendim
Sevdiğinin uğruna can feda etmeyi
Feda etsen de sevdiğini kurtarmaya gücünün yetmediğini öğrendim
Kaderi öğrendim
Kadere boyun eğmeyi ve isyan etmemeyi
Hakka razı olmayı öğrendim…
Namusu öğrendim
Namussuz olmasam da namussuz yaşayanları gördüm
Gerçek namusun dilde değil özde olduğunu ve özü kaybedenleri gördüm
Can bedende iken canın tadını öğrendim
Canımı feda ettiklerimden zılgıt yedim
Herkesin canı tatlı iken
Benim canımın sebil olduğunu öğrendim…
Ve hala öğreniyorum
Yaşamla ölüm arası yolda
Öyle ya öğrenmenin yaşı ve sınırı mı olur.
Eyy.!!! Hayat
Sen ne imişsin beee.!!!!………….
İbrahim ALTIKULAÇ
Ƹ̵̡Ӝ̵̨̄Ʒ ♥♥♥♥♥SENİN UĞRUNA♥♥♥♥♥ Ƹ̵̡Ӝ̵̨̄Ʒ
5.0
100% (12)