İstanbul'lulara İstanbul'u ve de unutulmuş yaşanmışlıkları evrensel bir şehirden bir başka diyara uçarken, yanında götürülen anılar tüm canlılığını korurken , geride bırakılanlara özlem had boyutta dökülmüş dizelere.

O şehir ki tasada, kederde, neşede her ne varsa hala bünyesinde , aynı özenle korumakta anıları.Sabah'ın anılar şarkısı gibi alıp götürüyor o yıllara.Bazı izler sanki silinmiş gibi, modernleşme adına...Ama temel aynı. Bazen gri ve flu...Martılar yine o bildiğiniz yerde uçuşmakta.Vapurlar; Ada ve Eminönü seferlerini değişmeyen düdükleriyle yapıyorlar.Balıkçılar, enfes kokular eşliğinde balık ekmekçiler de koruyorlar yerlerini...Sizin yakada Karacaahmet ağlarken, bizim yakada Beyoğlu tepiniyor.Sevdaların en ateşlisi, en güzeli, en divanesi bilinen mekanlarda yine yaşanıyor.İnce belliler yerine Can bardaklar veya fincanlarda içiliyor çaylar.Kayaların üzerinde yine oturuyor insanlar... Sıkı sıkı...Isınmadı havalar henüz tam.En büyük aşk - küçüğü var mıdır ki - anılarda...Yaşatılmaya çalışılıyor bes belli.Yeşilköy sanki daha bir güzelleşti.Karmaşa yok gibi.Valizler daha tez alınıyor.Her daim üzerimizden geçmekte uçaklar.Kuşlar gibi.Çıkardıkları ses, sanki sevgililerin vuslat veya veda haykırışları gibi.Sevgili, sanırım Sarayburnu veya Moda koyu'nda...Belki de unutmuştur, ne var ki unutsaydı hatırlanmazdı.

Çok uzaklardan gönül hicranla anarken geride bıraktıklarını, ha İstanbul ha başka yer...İsim ve mekan ne fark eder,yaşanmışlıkları bir kez daha yüreklere hatırlatmış Sn.Şair ve de ne içten seslenmiş, yakarırcasına.Evet " onlara iyi bakın" iyisi ile kötüsü ile anılar.Her dem taze ve canlı...Yaşatılmalı...korunur mu? Sahip çıkılır mı? Hiç değilse o günlerin hatırına...Kimbilir?

Maziyi yaşama ve yaşatma adına büyük bir beğeni ile ve buruk olarak okudum.

Kutluyorum.

Selam ve saygılarımla.