2
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
561
Okunma
Demir bir kapı aralandı
Dışardan gelen ışık
Gözlerimizi kamaştırdı
Yabancı değildi hiç biri
Kimi bizim bildiğimiz
Ayşe gibiydi
Takmış takıştırmış
Zamanın ona kazandırdıklarını
Kimi bildiğin mehmet di
Alnına düşmüş bir perçem
Griliğin altına gizlenmiş
Derinden bir çif göz
Yürekleri gözlerine vurmuş
Nasıl sarılacağını şaşırıyorsun
Bunca geçip giden zamana
avuçlarında
Sanki bize sunmak için yola çıkmışlarda
Onlarda şaşkın toprak ana gibi
Yağmur beklemezken birden suya kavuşan toprak ana
Vuslatın buram buram
Kokusunu salar
güneşin yakışından kendini beyaz bir bulut buharına bırakır ya
Sanırsın toprak kanat çırpıp göğe çıkıyor
Tutam tutam ellerinde
Hasret özlem kendi(n)m
Varoluş sebebimizin geçmiş bir tarihi
Ait olduğumuzbuiz biz olduğumuz
İşte !bu !
işte! burası!
İşte! anam!
İşte babam!
İşte! kardeşim!
Bacım toprağım
Sevdam
Ve yaprakların hışırtısı
Bir çeşmenin şırıltısı gibi gerçekti
Bu tamamen gerçekti
Hayal ve geçmişin gerçeği
Ne kadar kemikleşmişti
Ve ürkütüp korkutuyordu
Dokundukça kendimizi bulacağımızı inandırdığımız özümüz
Kabul görüldüğünde yüreğine bir kordur
Bilinmez bir sabahta,bildik kendimize uyandık hep
Gelenler kendi karanlıklarınıda yanlarına
Alıp gittiler
Bize kalansa kırık dökük zamanın
Buğulanmış penceresinden
Zamanı uğurlamaktı
Kahkaha ve gözyaşları arasında
O demir kapı tüm ağırlığınca kapandı...
Nurşen Yıldız
10 Mart 2021
5.0
100% (4)