109
Yorum
45
Beğeni
5,0
Puan
7174
Okunma


/ ruhumda nasırlı anlar
yüreğimde neyi olmayan semazen hüznü!/
üşüyen ellerimin ayası yırtılmış haritasında
kanıyor toprağım
sanki
kıyametin ebemkuşağı ikilemine tünüyor
kâğıt gemimin güvertesiz seyri
öfkemin ketum kasnağında işliyorum
kendime kafa tutuşun yazgısını!
bir şiir kadar çıplak
bir ateşin denizi kadar
cezbedeyim şimdi
gözyaşımı içen gecenin
sabaha firar güncesinde
korkuyorum üşüyen yanlarımdaki
küllerin gölgesinden
ve
kilitliyorum düşlerimi
kuyusunda rabıta yapıyor Yusuf sabrım
yıldızları tut an!
içimde bir kelebeğin çırpınışlarını içiyor
umuda bîgâne savruluşum
yoksa
yoksa bir yağmurun
kızıl cennetine mi düştü sözcüklerim
güneşin her sabah doğduğu yerden
ölüyorum kendime!
yalnızlığın ağlak makamından sıyrılıp
yağıyorum yıldızların yüreğine
hep orada çocuk
hep orada kadın
hep orada insandır
içimdeki beni bana kundaklayan sır!
susuyorum
sustukça
kayalıklarımda bir martı
çığlığını gömüyor
baharı kusan süvarisiz kuytulara
dök içini sonsuzluğum!
kâbuslarımın en tenha durağında
çıkarıyorum üzerimdeki imgeleri
şimdi bir firarinin
utangaç soluğu kadar cesurum!
/gecenin rahminden ömür düşer
mayalanmış hüznü zikrettikçe sabah/
Mehtap Altan
04.04.2011
5.0
99% (89)
1.0
1% (1)