20
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
2002
Okunma
Şimdi bekleme sırası
Belkıs’ta idi
Acaba Süleyman beğenmiş miydi
Yazdığı mektubu
Şu anda okuduysa ne düşünüyordu
Beynini kemiren bu düşünceden
Nasıl kurtulacaktı
Kızıldeniz’e bakan sarayında melike
Dalıp dalıp gidiyordu
Gah bahçeye iniyor
Gah güller arasında dolanıyordu
Günler günleri kovaladı
Aradan bir ay kadar süre geçmişti
Yatak odasına girdiğinde birde ne görsün
Pencerenin yanında bir mektup
Hüt hüt’ün geldiğini görmemişti
Aldı mektubu,kalbinin üstüne bastı
Sonra rule halindeki mektubu
Öptü,kokladı
Dünyalar onun olmuştu
Şöyle diyordu: Süleyman,
)(-)(-)(-SÜLEYMANDAN BELKIS’A-)(-)(-)(
Gönlümün sultanı
Sevda çiçeğim
Selamım sanadır
Sevgiler sana
Ben ki dağa taşa hükmeden sultan
Ne yazık şu gönle sözüm geçmiyor
Uykusuz doğuyor her sabah al tan
İnan ki kendime nazım geçmiyor
Susuz çiçek gibi solmuş gibiyim
Solundan bir yara almış gibiyim
Dört duvar içinde kalmış gibiyim
Baharım geçmiyor yazım geçmiyor
Benim ne çektiğim sen bilmeyince
Kararıp dururum yüz gülmeyince
Yanımda salınan sen olmayınca
Yürekte yanan şu közüm geçmiyor
Sevda dedikleri ne kadar zormuş
Gönülde yaktığı ateşle kormuş
Yazdığı name de sevdiğim sormuş
Kalbimde açtığın sızım geçmiyor
Alamam muradım sensiz Dünya’dan
Dileğim sen oldun şimdi Hüdâ’dan
Dilim vazgeç diyor gel bu sevdadan
Ne yazık ki senden özüm geçmiyor
Nasıl da gittin sen sevdanı ekip
Aşkın nâr’ı ile sinemi yakıp
Beklerim ben her gün yollara bakıp
Gel vazgeç diyorum gözüm geçmiyor
Sevdalar dinlenir anlatan ışk’tan
Ne sevdalar doğar böylesi meşkten
Lüzumsuz diyor ki bu büyük aşktan
Mızrap unutsa da sazım geçmiyor
Sadık Dağdeviren
Aşık Lüzumsuz
5.0
100% (12)