10
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1799
Okunma

Kendine baktığında, camında vitrinlerin
Yaşlı bir kadın gibi, yansır çirkin sîretin
Bu defa kendinedir, kustuğun o kinlerin
Sûretine bakmaya, kalmaz hiç cesâretin
Sokağın ortasında, dursan anadan uryân
Yüzüne bakan olmaz, artık ümidini kes!
Ardına saklandığın, beden hisârın virân!
İçte zamanın zafer, çığlıklarıdır makes
Yıkansan da sokakta, ilkbahar yağmuruyla
O rûhun temizlenmez, akmadıkça gözyaşın
Dilenci gibi gezme! tamâhın mahmuruyla
Bir kuruş dahi vermez, sana kaldırım taşın
Terkettiğin bedende, vardı bir külçe altın
Aşk sarrafı olmayan, sahteye tamâh eder
Vicdân terazisinde, ölçsem, kaçtır kırâtın?
Seni satın alanlar, satarken, eyvâh! eder
Balkabağı değildir, bindiğin her araba
İndiğin zaman biter, büyüsü hayâllerin
Isırır seni canım! ,Yavrumm!’ gibi ,Merhaba!’
Şaşırıp kalma küfür, şakırsa bülbüllerin
Peşinden koşanlarsa, prensin değil deyyûstur
Saklansan da söbeler, seni, yüksek ökçeler
Sokaklar âh sokaklar!tel örgüsüz mapûstur
Mahkûmlar gibi gönder, Rab’bine dilekçeler
Soner Çağatay 17 Ocak 2011 / 01:20 / Wuppertal
Kelime:
Siret: iç dünya
Suret: Dış görünüş
5.0
100% (8)