Sevmek mi, bir iç çeker güler geçerim artık,
Bir sızı başlar taa derinlerden
Bir buruk tebessüm dudaklarımda,
Yokluğun soğuk, yokluğun buz gibi.
Yüreğimde sarkıtlar, üşüyorum yar..

Baktığım boşluklarda hayallerin yankılanıyor,
Artık her şey manasız,
Kelimeler yitirmiş koyaklarını,
Susuyorum derinden derine
Dilim lal, kulaklarım uğulduyor..

Oysa gözlerini istemiştim,
Anlamsız bakan derinliklerdeki
Umutlarımı görsün diye..
Saçlarında ay ışığıyla gelip,
Bir yakamoz misali
Parlak ışıklar saçıp,
Süzülseydin karanlıklarıma,
Adımın yasak olduğu dünyan da,
Girseydin ya yetim rüyalarıma yar..

Kurtulsaydık bu izbe karanlıklardan,
Soyunup acılarımızdan,
Çıksaydık aydınlıklara,
Tutsaydım günışığı kokulu ellerini,
Ve yürüseydik
Düşlerimizin götürdüğü,
Uzak kıyı kasabalarına..

Sen, kırçiçeği kadar narin ve güzel,
Yalınayak yürüseydik kumsalda,
Saçlarını kızıllıklarına bağlasaydım,
Ve akşam güneşini batırsaydım,
Mahzun gözlerinde yar..

Martılara simit atar,
Belki, ‘’my endless love’’ ı söylerdik,
Unuturduk bedeli ödenmiş acılarımızı,
Hüzünlerden arınıp,
Huzuru yudumlardık damla damla..

Olmadı yar olmadı,
Tabulara kurban verdik,
Sınırlara sığmayan sevdamızı..

Artık gitme zamanı,
Kimbilir belki yine bir gün,
Hiç olmadık bir zaman da,
Çıkar gelir, yüreğinin okyanusuna
Sığınırım bir mülteci gibi..

19/02/2011